Sex Hikayeleri

2 ay önce - Admin Ekledi - 241 Kez Okundu

Temizlikçi Olacağımı Sanırken Porno Oyuncusu Oldum

Temizlikçi Olacağımı Sanırken Porno Oyuncusu Oldum

Merhaba, adım Funda. 44 yaşında, 3 çocuk annesi bir kadınım. Kocamdan 2 sene önce boÅŸandım. Beni en yakın arkadaşımla aldatmıştı çünkü. Üstelik bu iÅŸi, hiç utanmadan benim yatağımda yapmışlardı ve ben de buna gözlerimle ÅŸahit olmuÅŸtum. Annem hasta olduÄŸu için 2 gün onda kalmıştım. Kocam benim bir gün daha kalacağımı sanıyordu. Ancak annem, “Ben iyiyim kızım, sen git, kocanı çocuklarını ihmal etme!” deyince eve dönmüştüm. Ve yatak odamda kocamla arkadaşım Hale’yi anadan doÄŸma bir halde sikiÅŸirken yakalamıştım.

Dava açtıysam da kocamın peşimden koşacağını, boşanmamam için yalvarıp yakaracağını zannediyordum. Sonuçta 22 sene aynı yastığa baş koymuştuk ve biri 21, diğeri 18 yaşında iki kızla, 15 yaşında bir erkek evlat vermiştim kendisine. Gerçi peşimden koşup yalvarıp yakarsa da onu affedecek değildim.

Oysa gerçek hiç de umduğum gibi çıkmadı. Kocam açtığım boşanma davasının üzerine balıklama atladı. 22 yıllık evliliğimiz 15 dakikada bitti. Çocuklarım boşanmanın sorumlusu olarak beni gördüklerinden babalarında kalmak istediler. Boşanmanın üzerine bir de çocuklarımdan ayrı kalmanın üzüntüsü eklendi böylece.

Annem boşandığım için bana ağzına geleni söyleyip durdu. Zamanında babamın da kendisini aldattığını, ama bunun boşanmak için bir neden olmadığını söyledi. Yine de kadınlık gururum incinmişti. Boşanmayıp bunu kabullenmek yapabileceğim bir şey değildi. Hem de bunu en yakın arkadaşımla yapmışken. Kocamdan aldığım tazminat ve bağlanan nafaka öyle pek bir şeye yetecek gibi değildi. Annemin babamdan kalan emekli maaşından başka geliri yoktu ve aldığım boşanma tazminatı da kısa zamanda suyunu çekti. Şimdi sadece nafakam ve annemin emeklisi ile geçiniyorduk. Ama annem sürekli iş bulmam konusunda sıkıştırıp duruyordu. Kaç zamandır yalnız yaşıyordu ve benim gelmemle beraber huzuru da kaçmıştı.

Ben, Kız Meslek lisesini birincilikle bitirmiş, ama sonrasında çalışmamıştım hiç. Bu yaşımdan sonra nerede iş bulup da çalışacaktım. Yine de şansımı deneyip birkaç yere başvurdum. Yemek, temizlik gibi işlerdi bunlar. Ama her biri olumsuz sonuçlandı. Yaşımdan ve daha önce hiç çalışmadığımdan dolayı, kimse beni işe almak istemiyordu. Bütün bu olumsuzlukların üzerine kocamın Hale ile evlendiğini duyunca daha da yıkıldım. Hale hem kocamı, hem de çocuklarımı elimden almıştı.

Depresyona girdim. Boşandığım için kendime kızar hale geldim. En azından eskiden iyi kötü giden bir evliliğim vardı ve geçim sıkıntısı nedir bilmezdim. Kocam çalışır getirir, ben de yerdim. Ama şimdi durumlar sıkışıktı. 42 yaşında gerçek hayatla tanışmıştım.

Bir gün mahalleden çocukluk arkadaşım Müge ziyaret etti, o andan sonra da hayatım deÄŸiÅŸti. Müge’ye, “Bana bir iÅŸ ayarlasana!” dediÄŸimde, “Tamam, bakarım!” dedi. Müge’nin çevresi geniÅŸti. En azından ÅŸansımı denemiÅŸ olacaktım. Arkadaşım da olsa Müge saÄŸlam ayakkabı deÄŸildi. EvlenmiÅŸ, ama boÅŸanmıştı. Kocasını aldatmıştı çünkü. Kocasından boÅŸandıktan sonra da pek çok erkekle iliÅŸkisi olmuÅŸtu. Bir giyim maÄŸazasında çalışıyordu. Giyimi, kuÅŸamı, hal ve hareketleri ile kaÅŸarın önde gideni olduÄŸu hemen belli oluyordu. Böyle bir kadından bana iÅŸ bulmasını istemiÅŸtim, ama yapabileceÄŸim baÅŸka da bir ÅŸey yoktu.

Birkaç gün sonra Müge aradı, “Sana göre bir iÅŸ buldum, ÅŸu adresi yaz, orada Haldun bey var, gidip onunla konuÅŸ yarın, adresini ismini falan benden aldığını söyle!” diyerek bir adres verdi. Ardından da, “Haa, bana bak, öyle köylü gibi giyinme, biraz güzel giyin, ekmek aslanın aÄŸzında kızım, biraz süslen püslen!” dedi kahkahayla.

Tesettürlü bir kadındım ve süslenip püslenmek, vücut hatlarımı belli eden giysiler giymek gibi adetlerim hiç yoktu. Ama Müge’nin dediÄŸi de doÄŸruydu. İnsanlar iÅŸe alırken biraz da bunlara bakıyordu. Ertesi gün siyah uzun bir etekle bordo renkli uzun kollu bluzumu giydim. Başımı siyah beyaz desenli büyükçe bir türbanla baÄŸlarken hafif bir de makyaj yaptım. Siyah, topuklu ayakkabılarımı giydim.

Boşanmak yaramamıştı bana. Evliyken 60-65 kilo arasında gider gelirdim, boyum da 1.70 olduğundan her zaman zayıf görünürdüm. Ama boşandıktan sonra yaşadığım stres nedeniyle kendimi yemeğe vermiş ve 85 kiloya çıkmıştım. Bir türlü veremiyordum fazla kilolarımı. O nedenle giysilerim de dar geliyordu artık. Eteğim popomu oldukça belirgin hale getirirken bluzum da üzerime yapışık gibiydi. Memelerim epey bir belli oluyordu. Müge ekmek aslanın ağzında derken haklıydı. Çaresiz katlanacaktım buna.

Üzerime pardesümü almadan çıktım dışarı. Bu halimle kendimi teşhir ediyormuşum gibi oldum. Otobüste ve yolda yürürken bazı erkeklerin bakışlarını üzerimde yakaladım. Çok utandım ama bir şey diyemedim, yapamadım. Tesettürlü de olsam vücut hatlarım belli olduğundan bakıyorlardı bana.

Müge’nin verdiÄŸi adres Tarlabaşı taraflarında bir yerdeydi. Buraya daha önceleri hiç gelmemiÅŸtim. Çocuklarım ve kocamla Taksim’e geldiÄŸim olurdu, beraber İstiklal caddesinde gezer, yemek yer, alışveriÅŸ yapardık. Ama buralar hiç tanımadığım yerlerdi. Sokakta gördüklerim daha önce rastlamadığım, pek tekin olmayan tiplerdi. DoÄŸrusu sokaklarda yürürken korkmadım deÄŸil. Sonunda sora sora binayı buldum.

Müge gideceğim yerin bir Casting ajansı olduğunu, filmlere, dizilere ve reklamlara oyuncu seçip gönderdiklerini söylemişti. Binanın girişinde ne bir tabela, ne de isim vardı firma ile ilgili. Zaten bina da oldukça eskiydi ve sanki içinde kimse yaşamıyormuş gibi görünüyordu dışardan bakınca.

Ajans 6. ve en üst kattaydı. Asansör olmadığından yürüye yürüye çıktım merdivenlerden. Kalbim heyecandan deli gibi çarpıyordu. Eski, tavana kadar yükselen iki kanatlı ahÅŸap kapının yanındaki zile bastım. İçerden az sonra topuk sesleri geldi. Boyaları yer yer dökülmüş kapının bir kanadı açıldı gıcırdayarak. 25-26 yaÅŸlarında görünen ve oldukça yoÄŸun makyajlı genç bir kız açtı kapıyı. 1-2 saniye baktı ve “Buyurun?” dedi küçümser bir halde. “Åžeey, ben Haldun beyle görüşecektim, Müge hanımdan…” derken lafımı kesti ve “Bir dakika!” diyerek kapıyı üzerime kapadı. Åžok oldum, ama ses de çıkartamadım. Topuk sesleri geldi yine içerden, az sonra kapının kanadı gene gıcırdayarak açıldı.

Bu kez orta yaÅŸlı bir adam vardı kapıda. “Buyurun?” deyince, “Åžeey, beni Müge hanım gönderdi.” dedim utangaç ÅŸekilde. Adam, “Müge Hanım?” dedi sanki tanımıyormuÅŸ gibi yaparak. Ama sonra, “Haa, bizim çatlak Müge, tamam, ha siz ÅŸey, yoksa Funda hanım mısınız?” dedi. Müge anlaşılan bahsetmiÅŸti benden, “Evet, benim, siz de Haldun bey misiniz?” deyince “Evet, evet, buyurun, buyurun!” dedi bir eliyle içeriyi iÅŸaret ederek.

Burası bir evdi aslında ama ofis olarak kullanılıyordu. Salon olan kısımda eski ve büyükçe bir masa ve sandalye ile karşıda pencerenin yanında kenarları yırtılmış ve sökülmüş deri kaplı eski iki tane koltuk vardı. Masanın üzerinde ne bir bilgisayar, ne de telefon vardı. Bütün perdeler gündüz vakti olduğu halde çekiliydi ve içeriyi tavandaki spot ışıklar aydınlatıyordu. Klima içeriyi buz gibi yapmıştı, dışarının sıcağına karşılık içerde kış mevsimi yaşanıyordu sanki. Duvarlardaki boyalar yer yer dökülmüştü.

Haldun Bey 45-46 yaÅŸlarında, kafasında hiç saçı olmayan, top sakallı bir adamdı. Saçını bu ÅŸekilde tıraÅŸ etmiÅŸ gibiydi. Uzun boylu ve zayıftı. “Buyurun!” diyerek eski koltuÄŸa oturmamı iÅŸaret etti. Kendisi de karşıma geçip oturdu. Kız bu sırada masanın arkasındaki sandalyeye oturdu, ama küçümseyici bakışları üzerimdeydi. Bu arada kızın kıyafeti de bir garipti. Mini bile olmayan küçücük siyah bir etek giymiÅŸti. Kalçaları, bacakları meydandaydı. Bacakları yaÄŸ sürülmüş gibi parlıyordu. Götü de çıkıntı yapmıştı iyice. Üstünde ise beyaz, ip askılı bir atlet vardı ve beyaz atletin altından siyah sutyeni görünüyor, koca memeleri olduÄŸu gibi belli oluyordu. Ayağında ise oldukça yüksek topuklu kırmızı bir ayakkabı vardı. Uzun sarı saçlarını arkadan atkuyruÄŸu yapmıştı.

Haldun Bey, “Buyurun, sizi dinliyorum!” deyince daha da heyecanlandım. “Åžeey, Müge Hanım verdi adresinizi, ben iÅŸ arıyorum da…” dedim çekinerek. Haldun Bey bu ara tepeden tırnaÄŸa süzüyordu beni. Gözleri bluzumun altından belli olan memelerimdeydi. Bakışlarından rahatsız oldum, ama utandığımdan dolayı bir ÅŸey diyemedim.

Sözlerime bir süre cevap vermeden uzun uzun baktı bana. Sonra da, “Hımm, daha önce nerelerde çalıştınız, neler yaptınız, anlatsanıza kendinizi!” deyince, ne anlatacağımı bilemedim. Hayatım oldukça boÅŸ geçmiÅŸti çünkü. Genç yaşımda evlenmiÅŸ, 22 senenin ardından boÅŸanmıştım. “3 çocuÄŸum var, eÅŸimden 2 sene önce boÅŸandım…” derken sözümü kesti ve “Demek boÅŸandınız!” dedi bir kaşını havaya kaldırarak. Sanki bunu duymak hoÅŸuna gitmiÅŸ gibiydi. “Hımmm!” dedi başını aÅŸağı yukarı sallayarak.

“Yemek, temizlik falan yaparım.” dediÄŸimde, kız kahkahayla, “Yemek mi?” dedi. İğrenç ÅŸekilde gülüyordu, alay ediyordu benimle. O ara Haldun Bey kıza döndü ve “Demet, lütfen!” dedi biraz da sert bir ses tonuyla. Onun bu sözü kızın suratını ekÅŸitti, yine de kıs kıs gülmeye devam etti. Haldun Bey, “Anlıyorum, ama biz burada böyle birini aramıyoruz!” deyince kalbim kırıldı. “SaÄŸlık olsun!” dedim başımı öne eÄŸerek. Haldun Bey, “Biliyorsunuz, burası bir Casting ajansı, reklamlara, filmlere falan oyuncu seçip yolluyoruz, bize böyle birileri lazım. Müge Hanım sizden bahsetti, ama ben öyle bir ÅŸey olacağını sanmıştım. Kusura bakmayın!” dedi. “Neyse, saÄŸlık olsun!” dedim yine, bu arada kalkmak için hazırlandım.

Haldun Bey, “Bakın ne diyeceÄŸim, buraya kadar gelmiÅŸsiniz, eÄŸer isterseniz sizi de aday havuzumuza alalım, patronlar da baksınlar. EÄŸer uygun bir rol çıkarsa haber verelim size, nasıl olur?” dedi. “Valla, nasıl olur bilmem ki?” dedim utanmış halde. Ben yemek, temizlik iÅŸi zannederken, Haldun bey oyunculuktan bahsediyordu.

“Olur, olur! Şöyle geçelim dilerseniz, içerde resimlerinizi çekeyim önce. Bizim patronların çoÄŸu Avrupa’da, onlara gönderelim resimlerinizi. Zaten çalışmalarımızın da büyük çoÄŸunluÄŸu Avrupa piyasası için. Onlar baksınlar, olursa beraber çalışırız!” dedi. “Yani bilmem ki, nasıl olur? Ben yani görüyorsunuz kapalı bir kadınım, öyle nasıl oynarım ki, ne yapacağım ben?” dedim utangaç halde. “Canım herkes ne yapıyorsa siz de onu yaparsınız, hem herkesin oynayacağı bir rol vardır bu dünyada, deÄŸil mi?” dedi kahkahayla. “İyi, nasıl isterseniz!” dedim ve beraber dediÄŸi odaya geçtik.

Burası fotoÄŸraf stüdyosu gibi bir yerdi. Kapının karşısındaki duvarda kırmızı bir perde vardı tavandan yere kadar uzanan. Aynı ÅŸekilde odanın penceresi de kalın siyah bir perde ile kapatılmıştı. Haldun Bey duvardaki perdenin önüne geçmemi söyledi. Kendisi de eline bir fotoÄŸraf makinesi aldı, spot ışıklar içeriyi güneÅŸ gibi aydınlatıyordu. Aynı zamanda çok sıcaktı içerisi. Haldun Bey bana, “Şöyle durun, tamam, şöyle dönün, çok iyi, ÅŸimdi elinizi belinize koyun, tamam, çok güzel, ÅŸimdi de ÅŸu elinizi şöyle tutun…” falan gibi ÅŸeyler söyleyerek poz verdirdi. Daha önce hiç böyle bir ÅŸey yapmadığımdan çok heyecanlı ve utangaçtım. Bir dakika kadar çekti resimlerimi.

“Tamam, ÅŸimdi bir de ufak bir video kaydı yapalım!” dedi ve eline küçük bir el kamerası aldı. Bana, “Evet, Funda hanım, kendinizden bahseder misiniz?” diye sordu beni kameraya çekerken. Utandım, “Valla ne desem ki?” dedim. Haldun Bey, “Anlatın bir ÅŸeyler, iÅŸte adım ÅŸu, yaşım bu, ne bileyim, evli misiniz? ÇocuÄŸunuz var mı? Neler yapmaktan hoÅŸlanırsınız falan, anlatın yani!” dedi. “Åžeey, adım Funda, 44 yaşındayım. Ev hanımıyım, 3 çocuÄŸum var. Yemek yapmayı, televizyon izlemeyi severim…” derken, “Tamam, bu kadarı yeterli!” dedi Haldun bey kamerayı kenara koyarak. BeklediÄŸimden de kısa bir çekim olmuÅŸtu.

Haldun Bey, “Ben ÅŸimdi bu resimleri, videoyu gönderirim patronlara, eÄŸer onlar da okey derlerse bu iÅŸ olur, baÅŸlarız çalışmaya. Büyük ihtimal okey diyeceklerdir. Hem hiç merak etmeyin. Bu roller için öyle profesyonel olmaya gerek yok. DoÄŸrusu sizinle çalışmayı ben de çok isterim!” dedi gülümseyerek. Böyle söylemesinden hoÅŸlandım, hatta biraz utandım. Salona geçerken yan odanın aralık kapısından içeri baktım göz ucuyla. Odanın ortasında büyükçe bir yatak vardı, üzeri dağınık haldeydi. Burası bir iÅŸyeriyse yatağın ne iÅŸi vardı burada? DoÄŸrusu çok ÅŸaşırdım, ama soramadım bu nedir diye.

Haldun Bey telefon numaramı alırken, kendi de kartını verdi. Ardından da kıza dönüp, “Demet, Funda hanımın aday kartını doldurur musun!” dedi. “Tamam!” dedi kız isteksizce. Haldun Bey içeri geçerken kız eline bir defterle kalem aldı ve sorular sormaya baÅŸladı. “Adınız, yaşınız, medeni haliniz, kimle yaşıyorsunuz, nerde oturuyorsunuz, eÄŸitim durumunuz?” tarzı soruların ardından bu kez de, “Boyunuz, kilonuz, saç renginiz, ten renginiz, göz renginiz, kalça ve göğüs çevreniz kaç santim?” gibi sorular sordu. “Bunlar ne için?” dediÄŸimde, “Çekimler için, bunları da istiyorlar!” dedi kız.

“Görüyorsunuz ya, başım kapalı benim, saçımın rengini ne yapacaksınız ki?” dediÄŸimde, “Valla orasını ben bilmem, herkesten istiyorlar bunları, ister verin ister vermeyin!” dedi beni ciddiye almıyormuÅŸ gibi yaparak. Zoruma gitti bu ÅŸekilde davranması. “1.70 boyundayım, kilom 85. Saç rengim kumral, ten rengim açık, göz rengim ela. Kalça çevrem 120, göğüs çevrem de 110.” diye yanıtladım. Çok utandım bunları söylerken ama belki de kızın dediÄŸi doÄŸruydu.

Az sonra Haldun Bey geldi, “Tamam, ben resimleri, videoyu maille gönderdim, bakalım ne cevap gelecek!” dedi, ardından da, “Funda hanım, çok memnun oldum, İnÅŸallah çalışma imkanı buluruz!” dedi yine gülümseyerek. Bu sırada kız Haldun Beye, “Abi ne zaman gelecek bu herif, saat kaç oldu, daha iÅŸlerim var benim!” dedi serzeniÅŸte bulunur gibi. Haldun Bey, “Tamam kızım, sabırlı ol, ananın karnında nasıl durdun, geliyor, yoldayım dedi, sakin ol!” dedi biraz da sinirle.

Haldun Bey beni yolcu edip arkamdan kapıyı kapatırken, kızın, “Bu karıyı gerçekten oynatacak mısın?” diye sorduÄŸunu, Haldun beyinse, “Neden olmasın, çok güzel bir kadın!” dediÄŸini duydum. Kızın sözlerine ne kadar sinir olduysam da, Haldun beyin sözlerine de bir o kadar sevindim, biraz da utandım. Merdivenlerden tek tek aÅŸağı inerken doÄŸrusu tuhaf duygular içindeydim. Yemek, temizlik iÅŸi diye geldiÄŸim yerde oyunculuk mesleÄŸine giriÅŸ yapar gibi oldum. Ama bir taraftan da burasının nasıl bir ajans olduÄŸunu çözememiÅŸtim.

Birkaç gün sonra telefonum çaldı. Arayan Haldun beydi. “Funda hanım, tebrikler. Patronlar sizi çok beÄŸendi. İşle ilgili konuÅŸmak istiyoruz, müsaitseniz gelebilir misiniz?” dedi. Kalbim yerinden fırlayacakmış gibi oldu. Sevinçten havalara uçacaktım. “Ne zaman?” dediÄŸimde, “Hemen, bugün halledelim bu iÅŸi!” dedi. “Tamam, 2 saate kadar gelirim!” dedim, “Bekliyorum!” dedi Haldun bey.

Annem, “Hadi İnÅŸallah kızım, Allah yüzümüze bakar da, sen de kazanırsın paranı!” dedi neÅŸeyle. Hemencecik bir duÅŸ aldım. Geçen gün giydiÄŸimden daha dar gelen uzun beyaz eteÄŸimi giydim. Bu eteÄŸimle beraber götüm epeyce çıkıntı yaptı, ama umursamadım. Çünkü çok mutluydum, sonunda benim de bir iÅŸim olmuÅŸtu, üstelik oyuncu olacaktım. Üzerime de parlak, beyaz uzun kollu gömleÄŸimi giydim. Aldığım kilolar nedeniyle gömleÄŸin düğmelerini bile zorlukla ilikledim. Başımı ise kırmızı bir ÅŸalla baÄŸlayıp geçen günkünden daha yoÄŸun bir makyaj yaptım. Kırmızı, yüksek dolgu topuklu ayakkabılarımı giydim ve neÅŸe içinde Haldun Beyin iÅŸyerine, daha doÄŸrusu iÅŸyerime gittim…

Yolda yine bazı erkeklerin bakışlarını fark ettim üzerimde, ama içimdeki sevinç nedeniyle çok da kafaya takmadım bunu. Yol boyu kafamda hayaller kurdum. Acaba hangi dizide, yada reklamda oynayacaktım. Kim bilir belki de bu yaşımdan sonra ünlü olacak, paraya para demeyecektim.

Zile bu kez çekinerek deÄŸil, neÅŸeyle bastım. Kapı az sonra açıldı. 25-26 yaÅŸlarında görünen, uzun boylu ve yapılı bir genç açtı kapıyı. “Buyurun?” dedi başını hafifçe yana yatırarak. “Haldun Beye bakmıştım!” derken arkadan Haldun beyin neÅŸeli sesi geldi. “Ooo, buyurun Funda Hanım, buyurun!” dedi beni içeri davet ederek. İçeri geçtim. Klima yine içeriyi soÄŸutmuÅŸtu ve yine tüm perdeler çekiliydi.

Haldun Bey koltuÄŸa oturmamı iÅŸaret ederken, kendisi de karşıma oturdu. “Patronlar çok beÄŸendi sizi, çok natürel bir yüzünüzün olduÄŸunu söylediler. Hemen çekimlere baÅŸlamamızı istediler!” dedi neÅŸe ve heyecanla. Oysa ben ondan da heyecanlıydım. İçimden (Bu patronlar her kimse, Allah onlardan razı olsun!) dedim. Bu arada kapıyı açan genç masanın kenarında ayakta durmuÅŸ konuÅŸmamızı izliyordu. Haldun Bey, “Nasıl, heyecanlı mısınız?” diye sorunca “Çook, kalbim çarpıyor deli gibi!” dedim utanmış ÅŸekilde.

Haldun Bey gence dönüp, “Kaancığım, sana zahmet bir bardak su getirsene, Funda hanım çok heyecanlı!” deyince, Kaan, “Tabii abi!” dedi emir almış gibi. Az sonra verdiÄŸi suyu içerken, Kaan’ın bakışlarının üzerimde gezindiÄŸini fark ettim. Haldun beye, “Demet hanım yok mu?” diye sordum, Haldun Bey, “Yok, bugün iÅŸleri vardı biraz dışarda, bugün yok. Önemli deÄŸil zaten, sizin onunla bir iÅŸiniz yok!” dedi gülerek. İki erkekle aynı yerde olmaktan biraz çekindim doÄŸrusu. İlk andaki sevincin yerini ÅŸimdi bir tedirginlik almıştı.

Haldun Bey, “Sakin olun, heyecanlanmayın!” dedi gülümseyip. Ardından elini arka cebine attı. Az sonra elindekini gösterip, “Buyurun, bu da ilk ödemeniz!” dedi. Çok heyecanlandım. Hayatımda ilk defa emek vererek para kazanıyordum, gerçi daha bir ÅŸey yapmasam da. Haldun Bey, “500 Dolar!” deyince, “500 Dolar mı?” dedim aÄŸzımı bir karış açarak. Bu kocamdan bana baÄŸlanan aylık nafakadan daha fazlaydı. Ben parayı çekinerek ve utanarak alırken, Haldun Bey, “Merak etmeyin, bu ilk ödeme. EÄŸer sizi beÄŸenirlerse bu ücret daha da artacaktır, buna emin olun!” dedi.

“Çok teÅŸekkür ederim, çok iyisiniz!” dedim mahcup ÅŸekilde. Sonrasında Haldun Bey, “Åžu sizi bizi kaldırsak nasıl olur? Sen bana Haldun de, ben de sana Funda!” dedi gülümseyerek. “Olur.” dedim utangaçça. Bardakta kalan suyu içip, “Allah sizden razı olsun!” derken, Kaan gülümsüyordu. Haldun ise, “Merak etme, her ÅŸey yolunda. Hazırsan baÅŸlayalım mı?” deyince, “Hemen mi, ben ÅŸey zannediyordum, hani konuÅŸma olacak falan sanıyordum?” dedim. “KonuÅŸma mı, hıh, yaptık ya, bu neydi?” dedi hafif alaycı bir gülümsemeyle. “Åžeey, evet, öyle ama daha ne yapacağımı bile bilmiyorum ben…” dedim. Bu sözlerime Haldun yerine Kaan cevap verdi ve “Merak etmeyin, öğrenirsiniz, zaten çoÄŸu bildiÄŸiniz ÅŸeyler!” dedi aynı alaycı gülümsemeyle.

Nasıl bir iÅŸti bu? Ne yapacaktım? Parayı çantama koyarken, Haldun, “Şöyle geçelim!” dedi kendisini takip etmemi isteyerek. Onun peÅŸinden ürkek adımlarla ilerledim. Kaan’sa arkamdan geliyordu. Az sonra Haldun içinde yatak olan odaya girince, içimi bir korku kapladı. Yutkundum, bu ne demekti böyle? Odanın penceresi tavandan yere kadar inen siyah, kalın kadife bir perde ile kapanmıştı. Perdenin kenarları da bantlarla duvara yapıştırılmıştı. Dışardan hiç ışık girmiyordu odaya. Üzerine kırmızı çarÅŸaf serili yataktan baÅŸka eÅŸya niyetine bir ÅŸey yoktu. Yatağın kenarında ise birkaç kamera ve kamera ayağı vardı.

“Åžeey, Haldun Bey, yani Haldun, yani, ne demek oluyor bu, nasıl bir iÅŸ olacak anlamadım. Ne yapacağım ben?” dedim. Korkuyordum, iki yabancı erkeÄŸin arasında kalmıştım. Haldun salondaki gülümseyen, neÅŸeli yüz ifadesini bir kenara bırakıp, oldukça ciddi bir ÅŸekilde, “SikiÅŸeceksin!” dediÄŸinde, başımdan aÅŸağı kaynar sular döküldü…

 

“Anlamadım, ne demek bu?” dedim. Kelimeler boÄŸazımda düğümleniyordu. Korku, öfke, utanç, hepsini aynı anda yaşıyordum. Müge nasıl bir iÅŸ bulmuÅŸtu bana. Haldun, “DediÄŸim gibi, sikiÅŸeceksin. Åžimdi sen ve Kaan sikiÅŸirken, ben de sizi kameraya alacağım, iÅŸimiz bu!” dedi ciddi ciddi. “Saçma sapan konuÅŸmayın, böyle ÅŸey olur mu? Ben gidiyorum, Allah belanızı versin!” dedim. Geri dönmüştüm ki, Kaan kolumdan yakaladı. Sıkı sıkı tutuyordu kolumu.

O sıra Haldun diÄŸer kolumdan tuttu ve “Bana bak amına koyduÄŸumun kaltağı, ya ÅŸimdi adam gibi sikiÅŸirsin, yada seni zorla sikeriz, anladın mı? Adamlar sana vermem için para gönderdi, filmin ödemesini aldım. Åžimdi kalkıp filmi göndermezsem beni sikerler, anladın mı? Ya adam gibi yap, yada zorla olacak!” dedi tehdit ederek. Korkudan sesim kısıldı, bir ÅŸey diyemedim. Kaan kolumu bırakınca yere düşecek gibi oldum. Dengemi saÄŸlayıp yatağın üzerine oturdum zor da olsa ve aÄŸlamaya baÅŸladım. Kaan, “Abi bırak aÄŸlasın, nasılsa seve seve yapacak bu iÅŸi, zamanımız da var!” deyince, Haldun, “İyi, tamam, ben de ÅŸu kamerayı falan ayarlayayım!” dedi. Az sonra odanın içinde yalnız kaldım.

Böyle bir duruma düştüğüm için kendimden utandım. İyi kötü giden bir evliliÄŸimi bir anlık öfkeyle sona erdirmiÅŸtim. Sonrasında da geçim sıkıntısı baÅŸ göstermiÅŸti. Ve ÅŸimdi de böyle bir durumdaydım, derin, karanlık bir kuyuya düşmüştüm. Elimden tutup beni çıkartacak, yardım edecek kimsem yoktu. O sıra Haldun elinde bir kamera ile geldi odaya ve bu kez, “Merak etme, senin de hoÅŸuna gidecek, Kaan iyi sikicidir, memnun kalırsın!” dedi alay eder gibi.

Derken Kaan girdi odaya, üzerindeki gömleÄŸini ve pantolonunu çıkartmıştı. Siyah kısa paçalı bir boxer vardı üzerinde sadece. “Abi ben hazırım!” dedi Haldun’a. Haldun, “Tamam, ÅŸu kamerayı ayarlayayım baÅŸlarız!” dedi gülerek. Bense başım öne eÄŸik ÅŸekilde duruyordum, utancımdan kıpkırmızı olmuÅŸtum. AÄŸlamam kesilmiÅŸti ama nefes almakta güçlük çekiyordum.

Kaan, “Nasıl yapalım, hangi pozisyonları seversin?” diye sorunca daha da gerildim. “Allah belanı versin!” dedim sadece. Kaan, “Bak, bu kadar gergin olma, rahat ol, bırak kendini. Sen nelerden hoÅŸlandığını söyle, çekimi yapalım bitsin gitsin. Bak anlıyorum bu ilk defa olacak, ama bu kadar da büyütme. Sonuçta olgun bir kadınsın, belli ki bu iÅŸi daha önce de yaptın, bakire deÄŸilsin ya!” dedi gülerek. Haldun başını kaldırıp, “Ooo, sen Fundacığımı ne zannettin? Fundacığım bu zamana kadar kim bilir neler görmüştür!” dedi kahkahayla.

Az sonra Haldun, “Tamam, hadi baÅŸlayalım!” dedi ve bu ara Kaan boxerini indirdi aÅŸağı. Kocaman, tıraÅŸlı yarağı ile karşımda duruyordu. Utancımdan başımı diÄŸer tarafa çevirdim. Haldun, “Hayatım, böyle yapma, güzel güzel yapalım iÅŸimizi, hadi ama!” derken, Kaan, “Funda hanım, bakın bu profesyonel bir iÅŸ, ben de sonuçta bu iÅŸi para için yapıyorum. Haldun abi de öyle, böyle yaparsanız olmaz ama!” dedi.

“Sigaranız var mı?” dedim titreyen sesimle. Haldun cebinden bir paket çıkarıp yatağın üzerine attı çakmakla beraber. Titreyen ellerimle tutup da yakamadım sigarayı. Kaan benim yerime bir sigara yaktı ve uzattı. VerdiÄŸi sigarayı derin nefeslerle çekmeye baÅŸladım içime. Gözlerimde kalan yaÅŸları sildim. İki tanımadığım erkeÄŸin arasında çaresiz bir haldeydim. Birisi beni sikerken, diÄŸeri de bunu kameraya çekecekti. Nasıl bir tuzaÄŸa düşmüştüm böyle? Hayat hakkında doÄŸru düzgün bir tecrübem yoktu. Genç yaşımda evlenmiÅŸ, anne olmuÅŸtum. Senelerce kocam çalışıp getirmiÅŸ, ben de yemiÅŸtim. Çalışmanın, emek harcamanın ne demek olduÄŸunu bilmiyordum. Öyle olunca insanlar hakkında da bilgim eksik kalmıştı. Kolayca güvenivermiÅŸtim Müge’ye ve Haldun’a.

BoÅŸandığım kocam (Kaderde varsa düzülmek, neye yarar üzülmek!) derdi ara sıra. Åžimdi benim başıma gelen de aynen buydu. Sigaramı bitirirken, “Ya kimse öğrenirse?” dedim ürkekçe. Artık kabul etmekten baÅŸka yapacak bir ÅŸeyim kalmamıştı çünkü. Haldun, “Ha şöyle, yola gel güzelim. Korkma, kimse bilmez. Bu filmleri yabancı internet sitelerine satıyoruz, bunlar paralı siteler. Sadece üye olanlar görebilir. Hem Türkiye’den üye olanlar olsa bile korkmana gerek yok. Bu ÅŸehirde 15 milyon insan yaşıyor, o siteye kim üye olacak da seni yolda görse tanıyacak… Ölme eÅŸeÄŸim ölme… Hiç korkma, bu iÅŸi kimlerle kimlerle yaptım ben. Mesela senin ÅŸu Müge… Bu iÅŸi en az 4-5 senedir yapıyor. Kaç tane film çektik böyle. Kim sokakta görmüş de tanımış onu? Merak etme, seni de kimse tanımaz, utanmana gerek yok!” dedi beni ikna etmeye çalışarak.

Demek Müge bu iÅŸin içindeydi, onun da filmleri vardı. O sıra Kaan gene, “Nasıl yapalım?” diye sordu. Haldun, “Önce klasik saksoyla baÅŸlarız, ondan sonra da domaltırsın, bacak omuzda falan devam ederiz. Zaten yarım saatlik bir ÅŸey olacak. Çok fazla uzatmak istemiyorum. Ona göre, sen de kendini ayarla, tamam mı koçum!” dedi.

KonuÅŸtukları ÅŸeyler benimle ilgiliydi, iÄŸrenç ÅŸeylerdi, ama söyleyecek, yapacak bir ÅŸeyim yoktu. Haldun, “Funda bu ÅŸekilde çok harikasın, soyunmadan baÅŸlayalım hemen!” deyince, Kaan önümde dikiliverdi. Koca yarağını tutmuÅŸ bana doÄŸru sallıyordu. Kocamınkinden daha büyük ve kalındı. Yarağı, taÅŸakları, kasıkları tıraÅŸlıydı, hiç kıl yoktu. Haldun, “Tamam, hadi baÅŸlıyoruz!” dediÄŸinde, Kaan, “Tamam abi!” dedi ve yarağını sıvazlamaya baÅŸladı. Haldun, “E hadi Funda, baÅŸlasana!” dedi sert bir sesle. O zaman yavaşça öne doÄŸru eÄŸildim. Daha önce kocama yaptığım gibi yapmaya baÅŸladım. Kaan’ın koca yarağının kafasını emiyordum.

İğrenç olduğunu bilsem de kocam zorla yaptırırdı, yapmadığım zamanlarda ise ya bir tokat atar, yada hakaret ederdi. İlk zamanlar yoğun ve zevkli olan cinsel hayatımız seneler ilerledikçe monotonlaşıp azalmıştı. Son iki senede ise yok denecek kadar az olmuştu. Kocamın bu işi benimle değil de, en yakın arkadaşım bildiğim Hale ile yaptığını ise çok sonra kendi gözlerimle görmüştüm. Hale benle yaşıt, ama fettan bir kadındı. Kocasından boşandıktan sonra birçok ilişkisi, flörtü olmuştu. Bunları bir de gelip bana anlatırdı. Bir keresinde adamla nasıl sikiştiğini bile anlattığı olmuştu. Şimdi bu kadın benim çocuklarıma annelik yapıyordu.

Kaan’ın eli başımda gezinmeye baÅŸlamışken, ben de iÅŸimi yapmaya devam ediyordum. Kaan’ın yarağı gittikçe sertleÅŸmeye, büyümeye baÅŸlamıştı. Birkaç sefer elini enseme bastırdı, yarağını da aÄŸzımın içine soktu daha fazla. BoÄŸulacak gibi oldum bu sırada. Haldun kameranın arkasında olan biteni çekmeye devam ediyordu. Kaan ise sessizdi. Bu iÅŸi daha önce pek çok defa yapmıştı dediÄŸi gibi ve artık bu onun için bakkaldan ekmek almak gibi bir ÅŸey olmuÅŸtu.

Bir süre devam ettim yarağını emmeye. Sonrasında Kaan iki eliyle yanaklarımdan tuttu sıkıca ve yarağını bastırdı ağzımın içine doğru. Sanki ağzımı sikmeye çalışıyor gibiydi. Yarağı boğazımı delip ensemden çıkacaktı adeta. Koca yarak ağzımın içini kaplamıştı, nefes alamıyordum. Birkaç kez aynısını yaptıktan sonra bıraktığında deli gibi öksürdüm. Boğulacak gibi oldum.

Haldun, “Tamam, devam, hadi devam!” dedi emreder gibi. O zaman Kaan beni kollarımdan tutarak kaldırdı ve belime sarıldı sıkıca. Yanaklarımı, yüzümü, dudaklarımı öpmeye baÅŸladı. Bir taraftan öperken diÄŸer taraftan da emiyordu. Haldun, “Hadi Funda kütük gibi durma, sen de sarıl, at ellerini Kaan’ın sırtına!” dedi. Kaan’ın elleri sırtımda, belimde geziniyordu bu sırada. Korka korka ben de ellerimi onun çıplak sırtına attım.

Kaan öpmeye devam ederken, sırtımda gezinen elleri bu kez aÅŸağılara kaymaya baÅŸladı. EteÄŸimin üzerinden götümü okÅŸuyordu. Götümün yanaklarını sertçe sıkıp bıraktı birkaç kez, peÅŸinden de beni sırtüstü yataÄŸa uzandırdı. Yanıma uzanırken bir elini eteÄŸimin altından soktu ve çorapsız kalçalarımı okÅŸamaya baÅŸladı. Haldun bu ara kameranın yerini deÄŸiÅŸtirdi. Kaan’ın bir eli kalçalarımdayken, diÄŸerini memelerimin üzerine attı. GömleÄŸimin üzerinden okÅŸamaya baÅŸladı memelerimi.

O anda irkildim. Kaan bu iÅŸi iyi biliyordu, her iki elini de ustaca kullanırken, dudakları da yanaklarımda ve dudaklarımda gezinmeye devam ediyordu. Bense karşılık vermeden duruyordum. Derken Kaan ben bir ÅŸey demeye kalmadan gömleÄŸimin düğmelerini açmaya baÅŸladı. Her bir düğmeyi tek tek açtı, sonra da, “Çıkart ÅŸunu!” dedi fısıldar gibi. Çıkardığım gömleÄŸimi alıp yere attı. Üzerimde sutyenimle kalmıştım.

Kaan ellerini sırtıma attı ve sutyenimin kopçasını açtı. Daha sonra fısıltıyla, “EteÄŸinle külotunu da çıkart!” dediÄŸinde elimi arkaya atıp eteÄŸimin düğmesini ve fermuarını indirdim. Siyah, kenarları dantelli külotumla kalmıştım ki, Kaan bir çırpıda külotumun kenarlarından tutup sıyırdı aÅŸağı ve ayaklarımdan çıkardı. Åžalımı ve altındaki siyah bonemi de çıkarttı Kaan. Üzerimde sadece ayakkabılarım kalmıştı. Kaan bu sırada memelerime yumuldu ve onları deli gibi emmeye, öpmeye baÅŸladı. Ara sıra da köpek gibi diÅŸliyordu. Haldun, “Kazık gibi durma, çocuÄŸun sırtını okÅŸa, saçlarını okÅŸa, öküz gibi durma!” deyip duruyordu bu sırada. DediÄŸini yapıp bir elimi Kaan’ın saçlarına attım. O sıra Kaan’ın saÄŸ eli amımda gezinmeye baÅŸladı. “IÄŸhhh!” dedim irkilerek.

Kaan’ın parmakları amımın dudaklarında, üzerinde geziniyordu. O ana kadar soÄŸuk duruyordum, ama amımda gezinen eliyle birlikte benim de içimde bir ÅŸeyler canlanır gibi oldu. Kaan ustaca yapıyordu bu iÅŸi. Ara sıra sert olsa da canımı acıtmamaya dikkat ediyordu. Bu sırada yarağı kalkmıştı daha da ve kocaman, kalın bir patlıcan gibi olmuÅŸtu. Dudakları, dili memelerimde gezinirken öpmediÄŸi, emmediÄŸi yer kalmamıştı.

Az sonra saÄŸ elinin parmaklarını içimde hissettim. “AÄŸhhh!” dedim biraz da korkuyla, ama Kaan umursamadı bunu. Parmakları amımın içinde geziniyor, hareket ediyordu. Çok hoÅŸuma gitmeye baÅŸlamıştı, saçlarındaki elim sırtına kaydı. Çıplak, kaslı sırtını okÅŸuyordum. Haldun’sa bu sırada kamerayı kullanmaya devam ediyordu. Ara sıra, “Evet, çok güzel, devam et!” diyordu.

Derken Kaan amımdaki parmaklarını çekti, memelerimi emmeyi, öpmeyi bıraktı. Yatağın üzerinde doÄŸrulurken elini saçlarıma attı, “Yala, hadi aÄŸzına al!” dedi fısıldar gibi. DediÄŸini yapıp yarağını aldım aÄŸzıma. Az önce korka korka yaparken, bu kez o korkuyu biraz olsun yenmiÅŸtim. SaÄŸ elimle taÅŸaklarını okÅŸayıp, aÄŸzıma aldım yarağını. Emmeye baÅŸladım kafasını. Bu sırada Kaan’ın parmakları gene amımda gezinmeye baÅŸladı. AÄŸzımda yarağı varken amımda parmaklarını hissetmek çok hoÅŸuma gitti. Ara sıra gözlerimi kaldırıp yukarı bakıyordum. Kaan’ın da çok hoÅŸuna gittiÄŸini görmek sevindirdi beni. Bir süre devam ettik bu ÅŸekilde, ama sonra Haldun, “Tamam, hadi baÅŸlayın!” deyince, Kaan amımdaki parmaklarını çekti yeniden. PeÅŸinden de, “Tamam, hadi!” diyerek yarağını aldı aÄŸzımdan.

Bir ÅŸey dememe kalmadan bir anda ayak bileklerimden tutarak beni çevirdi, yataÄŸa uzandırdı sırtüstü. Sonra kaldırdı bacaklarımı ve omzuna koydu. Bense ÅŸaÅŸkın ÅŸaÅŸkın bakıyordum. Kaan kısa bir süre yarağını sıvazladıktan sonra yavaÅŸ yavaÅŸ amıma sokmaya baÅŸladı. Uzun zaman sonra ilk defa amıma bir yarak giriyordu. Ama bu kocamın deÄŸil, daha tanışalı bir saat bile olmamış genç bir adamınkiydi. Amım yeterince ıslanmadığından Kaan’ın yarağı amıma girmekte zorlanıyordu. Bununla beraber benim de canım yanıyordu. Daha önceleri amım ıslanmadığı halde kocamın yarağını kolayca içime alabiliyorken, bu kez Kaan’ın koca yarağı girmiyordu. Kaan bastırdıkça, “AÄŸhh, ayyyy!” feryatları yükseliyordu benden.

Kalçalarımdan tutmuÅŸtu sıkıca. Bastırıyor, zorluyordu. Yarağının kafası girmiÅŸ ama daha fazla devam edemiyordu. “Ayy, yavaÅŸ, aÄŸhhh, ığhhh!” sesleri, sözleri aÄŸzımdan farkında olmadan çıkıyordu. Kaan yarağını tamamen çıkarıp sokmaya çalışıyordu feryatlarım karşısında. Bu ÅŸekilde birkaç dakika geçmiÅŸti. Ben acı çekerken bu durumdan Haldun keyif alıyordu. “Çok iyi, devam et, biraz daha!” diyerek Kaan’ı teÅŸvik ediyordu.

Derken Kaan’ın koca yarağı amımda yol bulmuÅŸ gibi ilerledi. Az sonra yarağını köküne kadar almıştım içime. Bu sıra Kaan’ın keyifli keyifli iniltilerini duydum. PeÅŸi sıra ÅŸiddetle sikmeye baÅŸladı beni. Uzun bacaklarım başının iki yanından uzanıyordu yukarıya doÄŸru. Kaan’ın her bir abanması ile beraber ayaklarım ileri geri oynarken, memelerim de sallanıp duruyordu. Bense yatağın kenarlarından tutunmuÅŸtum.

Kaan’ın yarağı taÅŸaklarına kadar girip çıkıyordu amıma. Hayvan gibi köklüyordu. Daha önce kocamla yaÅŸadığım sikiÅŸlerden çok farklıydı bu. Evvela Kaan kocamdan çok daha iri, güçlü kuvvetliydi. İkincisi de yarağı kocamınkinden daha büyük ve kalındı. Yarağını amımın içinde kolayca hissediyordum. Amımın duvarlarına sürtündükçe tarifsiz bir keyif almaya baÅŸlamıştım. Amımın sulanmaya baÅŸladığını hissettim. Kaan’ın koca yarağı artık amıma kolayca girip çıkıyordu. Evet, ÅŸu anda deli gibi sikiliyor ve bundan zevk alıyordum. Ama bunu belli edemiyor, çekiniyor, korkuyordum.

Zaman ilerledikçe Kaan’ın temposu hiç düşmüyordu. Yarağı o kadar zaman geçmesine karşın demir gibi sertti. Oysa kocam amımda birkaç git gelden sonra boÅŸalır, üzerime yığılırdı. Ama Kaan’ın öyle bir durumu yoktu. Dışardan Haldun’un müdahalesi olmasa, Kaan’ın beni bu ÅŸekilde saatlerce sikeceÄŸine emindim. Haldun, “Tamam, hadi ÅŸimdi domalt, yeter bu kadar!” deyince, Kaan bir çırpıda çıktı amımdan. Hemen ardından da beni güçlü elleriyle tuttuÄŸu gibi yatakta çevirdi, ellerimi ve dizlerimi dayadım yataÄŸa. Haldun’un dediÄŸi gibi domalmıştım. Kaan arkamda yerini aldı vakit kaybetmeden. Kısa süre sonra yarağını yeniden amımda hissettim. İki elini götümün yanaklarına bastırmıştı. Hayvan gibi sikmeye baÅŸladığında, “IÄŸhh, ayyyy, aÄŸhhh!” sesleri çıkmaya baÅŸladı aÄŸzımdan. Az öncekinden daha sert sikiyordu çünkü.

Yarağını matkap gibi kullanıyordu adeta, amımı delmeye çalışıyor gibiydi. Kasıkları ve taÅŸakları göt yanaklarıma çarptıkça ÅŸiddetli ses patlamaları çıkıyor ve odanın içinde yankılanıyordu. Bu sırada Haldun kamerayı koyduÄŸu yerden almış, omzunda taşıyordu. Yatağın kenarına gelmiÅŸ, çekimi o ÅŸekilde yapıyordu. Memelerim Kaan’ın abanmaları ile beraber çılgın gibi sallanırken, Kaan aynı ve yoÄŸun temposunu hiç kaybetmeden sikmeye devam ediyordu.

Elleri bazen belimde, bazen saçlarımda geziniyor, zaman zaman da götümün yanaklarına ÅŸiddetli tokatlar atıyordu. 22 senelik evliliÄŸimde böyle sikilmemiÅŸtim. Böylesine uzun ve yoÄŸun bir sikiÅŸin tadını almamıştım hiç. Derken Kaan’ın çıkardığı sesler, iniltiler artmaya baÅŸladı. BoÅŸalmaya yaklaşıyordu anlaşılan. Bir anda yarağını amımdan çıkarttı, belimden tuttuÄŸu gibi beni yataÄŸa sırtüstü uzandırdı. Bacaklarımın arasına girmiÅŸ, yarağını sıvazlıyordu. Yarağının kafası iyice ÅŸiÅŸmiÅŸ ve morarmıştı. O sırada iniltiler eÅŸliÄŸinde dölleri yarağından karnıma, göbeÄŸime, kasıklarıma akmaya baÅŸladı. Epey bir döl aktı yarağından. Daha önce yaÅŸamadığım bir ÅŸeydi bu da. Kocamın böyle huyları olmadığı gibi, benim de yoktu.

Az sonra Haldun, “Tamam, çok güzel!” dediÄŸinde, Kaan yarağında kalan son döllerini akıtıyordu karnımın üzerine. Kaan yataktan kalkıp içeri geçerken, Haldun da kamerayı yerine koydu. “İlk sefer için fena sayılmazsın. Ama daha iyilerini de yapacağına eminim!” dedi. Bense ÅŸaÅŸkındım. Karnımın, kasıklarımın üzerinde dölden oluÅŸan bir göl vardı. Haldun, “Tamam, merak etme, içerde banyo var, duÅŸ alırsın ÅŸimdi!” dedi gülerek. Yavaşça doÄŸruldum yataktan. O sıra Kaan geldi içeri ve “İyisin, iyisin!” dedi gülerek. AyaÄŸa kalktım yavaşça ve banyoya geçtim. DuÅŸ baÅŸlığının altına girdim, suyu açıp yıkandım iyice. Birkaç dakika sonra içeri döndüğümde, Kaan giyinmiÅŸti bile.

Haldun, “İlk seferin iyiydi, ama bir sonrakinde daha iyi bir performans bekliyorum senden!” dedi gülerek. “Bir dahaki falan olmayacak!” dediÄŸimde, “Olur, olur, sen hiç merak etme. Patronlar beÄŸensin, daha fazlasını öderler, merak etme. Hem bak ne diyeceÄŸim. EÄŸer sen de ÅŸimdi kalkıp yeni oyuncular getirirsen, filmlerden alacağın paraya ilaveten komisyon da alırsın. Senin Müge öyle yapıyor mesela. Ona hem filmlerden para veriyorum, hem de senin gibi birilerini gönderdiÄŸinde. Mesela senin için ona 200 Dolar ödeme yaptım. EÄŸer sen de birilerini getirirsen, getireceÄŸin kiÅŸiye göre adam başı ödeme yaparım, kimine 200, kimine 300 Dolar veririm. Kim oldukları önemli deÄŸil, yaşı, tipi, ÅŸusu busu önemli deÄŸil, kadın olmaları yeterli. Ha, ama mutlaka 18 yaşından büyük olmalı, yoksa aÄŸzımıza sıçarlar!” dedi gülerek.

Demek Müge beni buraya göndermiÅŸ, üstüne de para almıştı. İçimden küfürler ettim, ama Müge gibi bir orospudan iyilik istemekle hata ettiÄŸimin farkındaydım. Üzerimi giyindim. Hiçbir ÅŸey söylemedim Haldun’a cevap olarak. Kapıdan çıkarken, Haldun, “Telefonun açık olsun, her an arayabilirim. Haa, birilerini getirmeyi de unutma!” dedi kahkahayla.

Binadan çıkıp yol boyu yürürken sanki etrafımdaki bütün erkeklerin bakışları üzerimdeymiş gibi hissettim. Utanmış, rezil olmuştum. 44 yaşında, boşanmış da olsam, sonuçta 3 çocuk annesi bir kadındım. İçimden ağlayıp durdum eve gidene kadar. Eve gelip de anneme 500 Doları gösterince, annem sevinçten deliye döndü. Parayı nasıl kazandığımla ilgili tek kelime etmedi.

Gece başımı yastığa koyduÄŸumdaysa tuhaf duygular içindeydim. Onca zaman sonra sikilmenin verdiÄŸi bir mutluluk yaşıyordum. Ellerim farkında olmadan amımda gezinmeye baÅŸladı. Kendime hakim olamıyordum. Kaan’ı düşündüm. Fena sikmiÅŸti beni. Her ne kadar belli etmesem de zevk almıştım ben de. Para kazanmam gerekliydi, Haldun’un dediklerini düşündüm. Bundan sonrası için en azından bir süreliÄŸine de olsa, yolumu bu ÅŸekilde çizmeye karar verdim. Pørnø filmlerde oynayıp, birilerini de oynamaya ikna edecektim…

Hikaye hakkında görüşleriniz