Sex Hikayeleri

8 ay önce - Admin Ekledi - 280 Kez Okundu

Karımın Metres Olmasına Sesim Çıkmadı

Karımın Metres Olmasına Sesim Çıkmadı

Evlilik yıldönümümüzde, karım Pelin’e sürpriz yapmak istiyordum. Hep istediÄŸi, ama bütçemizin çok üstünde, yeni açılmış ünlü bir bara götürdüm. Maddi durumum elvermediÄŸi için, bunun için karımdan habersiz bankadan ihtiyaç kredisi çekmiÅŸtim. Ama o gece barın özel bir parti için kapalı olduÄŸunu öğrenince üzülmüş, kapıdaki görevliyi ikna edip girmeye çalışıyorduk. O sırada yanımızda beliren iyi giyimli orta yaÅŸlı bir adam, kapıdaki görevliye, “Onlar benimle beraberler!” deyince, görevli elindeki listeye bile bakmadan yana çekildi…

Adamla birlikte içeri giriverdik. Çok sevinmiÅŸtik. İltimaslı bir durumda olmak da çok hoÅŸumuza gitmiÅŸti. Pelin’le birbirimize bakıp gülüyorduk. Karım Pelin varlıklı bir ortamda, oldukça şımarık büyümüştü. 4 yıl önce babasının iflasından sonraki hayatına halen alışamamıştı. O zengin rahat hayatı doÄŸal hakkı olarak görüyordu. Ben de Pelin’in hak ettiÄŸi hayatı yaÅŸamasını istiyordum. Onun için buraya girmiÅŸ olmak bizi özellikle mutlu etmiÅŸti. Kalabalığın çok seçkin olduÄŸu belliydi…

İçerde adama gülümseyerek elimizi uzattık. “Ben Kerem!” dedim. Karım da, “Ben de Pelin!” dedi. Adam da kendini tanıttı. İsmi Nusret imiÅŸ. Benimle el sıkıştı. Sonra da karımın gözlerinin içine bakarak, iki eliyle tuttuÄŸu elini öptü. Pelin’in ürperdiÄŸini gözlerimle gördüm…

Bardaki parti, yayına yeni başlayan bir derginin tanıtımı içinmiş. Nusret beyle sohbete başladık. Eski bir İstanbul ailesinden geldiği belliydi. Yakışıklı değildi, ama başka bir çekiciliği vardı. İçkiler su gibi içildikce samimiyet artıyor, ama ilişkinin dengesi hiç değişmiyordu. Biz ona hep Nusret bey diyorduk, o da bize Pelin ve Kerem. Nusret beyin 45 yaşında ve evli olduğunu, bizim yaşlarımızda bir oğluyla bir kızının olduğunu öğrendik. Biz de ona üniversiteyi bitirir bitirmez evlendiğimizi ve şimdi 2 yıllık evli olduğumuzu söyledik.

Nusret bey anlattığı hikayelerde çapkınlığı konusunda hiç çekingen deÄŸildi. Ama direkt olarak da Pelin’e asılmıyordu. Sakin ve ağır tavrı ona gittikçe daha çok saygı duymamızı saÄŸlıyordu. Karım bu tür erkeklere her zaman ilgi duyardı. Nusret beyin esprilerine gittikçe daha çok gülüyor, anlattığı hikayelere gereÄŸinden fazla olumlu tepki gösteriyordu. Her halinden onu etkilemeye çalıştığı belliydi. Nusret bey garsona sürekli içkilerimizi tazelemesini söylerken, bize gösterdiÄŸi ilginin benim de hoÅŸuma gittiÄŸini hissettim…

Nusret bey bir ara bize, “Siz keyfinize bakın, ben biraz ayrılacağım!” dedi. Yakınımızdaki bir grubun yanına gitti. Onlar konuÅŸurken uzaktan seyretmeye baÅŸladık. Herkes ne kadar saygı gösteriyor, önem veriyordu Nusret beye. Karım gözlerini ona dikmiÅŸ, “Ne kadar etkileyici biri. Deli gibi istiyorum onu!” dedi. O anda artık benim engelleyebileceÄŸim bir ÅŸey olmadığını biliyordum. Karım kıvırtarak benden uzaklaÅŸtı. Dans eden kalabalığın arasına karıştı. Herkesin ilgisini çekmesi fazla vakit almadı.

Pelin’in üstündeki mavi dar mini elbise sütun gibi bacaklarını cömertçe sergiliyordu. Etrafta baÅŸka çekici kızlar olmasına raÄŸmen, bütün erkeklerin ilgisi ondaydı. Dans ederken incecik kumaşın altında titreyen diri göğüslerinin sütyensiz olduÄŸu belliydi. Etrafındaki erkeklerin sayısı kısa zamanda üç olmuÅŸtu. Uzun dalgalı sarı saçları dağılırken ışıkta parlıyordu. Yuvarlacık çıkık poposu her salınışında baÅŸka bir güzel görünüyordu. Pelin etrafındaki erkeklere pas verirken, ara sıra da Nusret beye çapkın bakışlar atıyordu. İstediÄŸinin Nusret bey olduÄŸu aÅŸikardı.

Nusret bey bir süre sonra icinde olduÄŸu gruptan ayrılıp yanıma geldi. Benimle beraber karımı seyretmeye baÅŸladı. Bana dönüp, “Karın tam bir felaket. Çok sexy. Fıstık gibi!” dedi kendinden emin bir gülümsemeyle. Sanki karımdan deÄŸil de, satışa çıkardığım bir fahiÅŸeden bahsediyordu. Çocukça bir sevinçle gülümseyerek, “TeÅŸekkür ederim. Öyledir benim karım!” dedim. Sevincim karımın istediÄŸi oluyor diye miydi, yoksa benim de saygı duyduÄŸum biri ondan hoÅŸlandı diye miydi bilemedim.

15-20 dakika sonra Nusret bey gözünü ayırmadan izlediÄŸi karıma eliyle gel iÅŸareti yaptı. Karım dans etmeye devam ederek diÄŸer erkeklerin arasından süzülüp yanımıza geldi. Yüksek sesli müzikten sesini duyurabilmek için karımı belinden tutup kulağına bağırarak, “Ne kadar güzel dans ediyorsun sen!” dedi. Pelin müziÄŸin ritmiyle halen oynatıp durduÄŸu kalçalarında okÅŸarcasına dolaÅŸan ele aldırmadan, “Güzel dans ederim. Özellikle hoÅŸuma giden bir erkeÄŸin önünde olursam!” diyerek yanıtladı. Nusret bey sanki anlamamış gibi, “KimmiÅŸ o ÅŸanslı erkek?” diye sordu. Pelin elini uzatıp Nusret beyin kalçasını okÅŸayan kürek gibi elini tuttu, sımsıkı poposuna bastırdı ve gözlerinin içine bakarak, “Sizin!” dedi.

Nusret bey zaten görebildiği şeyi karımın ağzından duymaktan mutlu gülümsedi. Ne benden, ne de etraftakilerden çekiniyorlardı. Pelin artık konuşurken ona dokunuyor, gözlerinin içine bakıyor, genç kız gülücükleriyle ve arada isterik kahkahalar ile süslüyordu sözlerini. Bu hale geldiğinde karımın karşısındaki erkeğe teslim olduğunu biliyordum. Yaşlı kurdun da bunu benden çok daha iyi bildiğinden hiç şüphem yoktu.

Nusret beyin arkadaşı olduÄŸunu tahmin ettiÄŸim bir yaşıtı bir erkek yaklaşıp, “Nasılsın Nusret?” diyene kadar bir birlerine kur yapmaya devam etiler. Nusret bey arkadaşını başından çabuk savmasını bildi. Sonra da karımın elinden tutup, “Gelin çocuklar, daha sakin bir yere gidelim!” dedi. Nusret bey Pelin ile el ele, ben de yanlarında, çıkışa doÄŸru yürüdük. Åžef garson yanımıza gelince, Nusret bey karımın elini bıraktı, cebinden kalın bir cüzdan çıkardı. Nerdeyse benim 2 aylık maaşım kadar olan hesabı ödedi. Sonra da garsonundan vestiyerine kadar Yüzlük banknotlar halinde bahÅŸiÅŸler dağıta dağıta mekanın kapısına kadar geldik. Sanırım bizim için bu son darbe oldu. Karımla göz göze geldik bir an, kocaman kocaman açılmıştı gözleri, adamın dağıttığı paraları gördükten sonra.

Nusret beyin arabası hemen geldi. Son model, kocaman, siyah bir arabaydı. Şöför arka kapıyı açtı. Nusret bey Pelin’i nazikçe arabaya bindirdi. Karım son derece hoÅŸnut, mini eteÄŸinin kasıklarına kadar açılmasına, ÅŸoför dahil hepimizin küloduna kadar görmemize aldırmadan rahat hareketlerle geçti, oturdu. Nusret bey kendisi de bindi. Ben de arkalarından binmeye yeltendim, ama şöför kibarca beni ön koltuÄŸa yöneltti, “Burada daha rahat edersiniz beyefendi!” dedi. Biraz bozularak, “Ha, tabii…” dedim. Ön koltuÄŸa oturdum. Araba yeni deri kokuyordu.

Şöför kapımı kapattı. Kendisi de bindi, “Villaya mı beyefendi?” diye sordu. Evet cevabını alırken hareket etmiÅŸtik bile. Arabanın sessizliÄŸine raÄŸmen Nusret beyin kalın boÄŸuk sesini duyuyor, ama çoÄŸu zaman ne dediÄŸini anlamıyordum. Karımın ara sıra (Evet, Hayır) dediÄŸini ve gülüşlerini duyuyordum.

Sesleri kesildiğinde öpüştüklerini anladım. Yan gözle şoföre baktım, yüzünde pis bir sırıtmayla dikiz aynasından arkada olanları izliyordu. Kendimi kötü hissettim. Benim azgın fingirdek karım, ucuz bir fahişe gibi, şoföre ve bana aldırmadan başka bir erkekle arka koltukta fingirdiyor, sevişiyordu. Sonra gözümün önüne Nusret beyin barda dağıttığı banknotlar, kalın cüzdanının görüntüsü geldi. Boş verdim herşeye, kendimi deri koltuğun rahatlığına bıraktım.

Yol fazla sürmedi. 15 dakika sonra demir bir kapıdan girip, güzel bir villanın önünde durduk. Şöför hemen inip arka kapıyı açtı. Önce Nusret bey indi, elini uzattı ve Pelin’in inmesine yardım etti. Ben de indim arabadan. Ne yapmam gerektiÄŸini bilmiyordum. Bekçi olduÄŸunu tahmin ettiÄŸim bir adam evin yan tarafından koÅŸarak geldi, “HoÅŸ geldiniz Nusret bey!” dedi, villanın gösteriÅŸli ön kapısını açtı. Nusret bey Pelin’in beline sarılıp içeri girdiler. Ben de arkalarından girmeye yeltenirken, Nusret bey, “Seni ben sonra çağıracağım. Åžimdilik burada bekle!” dedi.

Bir ÅŸey söylemeden aptal aptal durdum, arkalarından baktım. Kapı kapandı. Åžimdi geriye dönmem gerekiyordu, ama şöförle yüz yüze gelecegimi düşünerek utandım. Onun da bekleyeceÄŸi belliydi. Şöförün, “Gel koçum arabada otur!” diyen sesiyle kendime geldim. Artık bana beyefendi demiyordu. Patronu yoktu ortalıkta. Bu duruma aÅŸina olduÄŸu besbelliydi. Pek fazla göz göze gelmemeye çalışarak arabaya girdim. Onunla muhattap olmak istemiyordum. Süklüm püklüm, konuÅŸmadan oturdum.

SessizliÄŸi o bozdu, “Yenge de pek hoÅŸmuÅŸ. Karın mı?” dedi. İsteksizce, “Evet…” dedim. Şöför, “Nusret bey böyle ufak tefek genç kızlara bayılır. ÇoÄŸu zaman böylesi çıkmıyor. Onun için keyifli görünüyor bu akÅŸam…” dedi. Karımın güzelliÄŸi, sexyliÄŸi onun da hoÅŸuna gitmiÅŸti sanki. HoÅŸ, Pelin’in, aynı anda hem masum bakire, hem sexy fahiÅŸe olabilen görüntüsünü görüp de iç geçirmeyen, siki kalkmayan erkeÄŸe rastlamamıştım ya…

Şöför, “Zor geliyor mu sana?” diye sordu. Sesinde samimiyet ve sıcaklık vardı. Biraz daha yakın hissettim kendimi ona. Birinin yakınlığına ihtiyacım vardı açıkcası. “Eh, tabii ağır geliyor…” dedim. Şöför babacan bir gülüşle, “Alışırsın oÄŸlum, zevk de alırsın. Sen öyle birine benziyorsun. Buraya gelinceye kadar aÄŸzını açıp bir ÅŸey diyemediÄŸine göre…” dedi. Sonra aynı gülümsemeyle, “Nusret bey senin hatundan hoÅŸlanırsa seni de ihya eder!” dedi.

Zevk alacağımı söylemesine gerek olmadığını, zaten o utanç verici zevki aldığımı ona itiraf edemedim. Ama anlamış olacak ki, “Sessiz olursan seni onları duyabileceÄŸimiz yere götürürüm.” dedi. “Peki…” dedim uysalca. Eliyle gel iÅŸareti yaparak yürümeye baÅŸladı. Arkasına takıldım. Evin arkasına doÄŸru yürüdük. Etrafta baÅŸka bir ev olmadığı için sessizliÄŸin içinde karımın haykırmaları duyulmaya baÅŸladı. Hafif bir ışığın geldiÄŸi ikinci kattaki pencerenin altındaydık. Ne çabuk baÅŸlamışlardı. Nasıl hemen karım böyle bas bas bağırır hale gelmiÅŸti?

Karım normalde sikilirken inlerdi, ama böyle bağırdığı pek nadirdi. Zevk haykırışları yükseldikçe sikimin kalktığını, sertleÅŸtiÄŸini hissettim. Şöförün de eli de apış arasına gitmiÅŸti. Pantolonunun üzerinden sikini düzeltti. Sonra da sessizce, “Üff… Ulan senin orospu iyi bağırıyor!” dedi ve pantolonunun üstünden yarağını avuçlayıp oynamaya baÅŸladı. Gayri ihtiyari ben de aynı ÅŸeyi yaptığımı fark ettim. O daha fazla beklemedi, pantolonunun kemerini çözdü, donuyla birlikte aÅŸağı indirdi. Elini tükrükleyip, dışarı çıkan yarağına asılmaya baÅŸladı.

Artık kendimi engelleyemiyordum, ben de aynısını yaptım. Asılmaya baÅŸladım. Öyle garip, anlatılmaz bir durumdu ki! Kendimi tanıyamıyordum. Bugüne kadar hiç tanımadığım bu adamla yan yana, pencerenin altında karımın sikilirken çıkardığı seslere 31 çekiyordum. Åžoför kulağıma yaklaşıp, “Acele etme… Nusret bey boÅŸalmadan uzun uzun siker senin karıyı! Tadını çıkar!” dedi. Bir ÅŸey söylemeden başımı salladım. Kulaklarımda karımın çığlığı ve vücutlarının birbirine çarpmasının sesiyle kendimden geçiyordum…

Birazdan karımın haykırmaları arttı. “Aahhh! Nusret’im! ErkeÄŸimmm! Sik beni!” diye bağırdı. Artık sadece çığlık atıyordu. Karım geliyordu. Bir kaç dakika sürdü gelmesi. Onun böyle kendini kaybetmiÅŸ bir halde boÅŸaldığını hiç duymamıştım. Nusret bey, “Offff… Amına koduÄŸumun küçük orospusu!” diye soluya soluya basıyordu karıma. “Daracıksın amcık! Åžimdi beni de getireceksin…” dedi, hemen ardından da böğürürcesine sesler çıkartarak boÅŸaldı. Sonra sesleri duruldu.

Şöför hızla pantolonunu toparlamaya baÅŸladı. “Hassiktir! Senin orospu karın patronu çabuk getirdi! Toparlan, gitmemiz lazım hemen!” dedi. Şöförün paniÄŸini anlamadım, ama ben de telaÅŸlandım. Pantolunumu çektim aceleyle. Sessizce kaçtık ordan. Evin önüne geldiÄŸimizde, “Nusret bey asla bu kadar çabuk gelmezdi, senin karının muamelesi çok iyi olmalı! Nusret bey bir ÅŸey istemek için telefon eder bazen, onun için korktum. Pencerenin altındayken benim telefon çalsaydı boku yemiÅŸtim!” dedi.

Nusret beyden telefon gelecek diye bekleyerek bir daha arkaya gitmedik. İki saate yakın konuÅŸtuk. Şöförün adı Kemal imiÅŸ. Nusret bey çok güvenirmiÅŸ kendisine. Ben de kendimden bahsettim. Karımın erkeklerden ne kadar hoÅŸlandığını ve benim bunu bilerek evlendiÄŸimi anlattım. Aklı almadı, ama dinlerken eÄŸlendiÄŸini hissettim. Benden 5-6 daha büyüktü. Bekardı. Åžimdi gönlünü eÄŸlendiriyordu. Ama, temiz bakire bir kız bulup evlenmeye niyetliydi. “Ben namusuma düşkünüm! Karı dediÄŸin evinin, erkeÄŸinin kadını olur. Bir erkeÄŸe yan gözle baksın öldürürüm valla. Nusret bey de öyledir. Bakma, önüne gelene kayar, ama karısının yeri baÅŸkadır. Sen de biraz karına sahip çık diyeceÄŸim, ama geç kaldın galiba!” deyip gülmeye baÅŸladı. “Senin karı mal canım… Sen ona sahip çıkamazsın zaten! O yolun yolcusu o!” derken, ben sadece dinliyordum.

Sonunda Kemal’in telefonu çaldı. Hemen açtı. “Tabii Nusret bey!” dedi. Birkaç defa daha, “Tabii… Tabii…” dedi. Telefonu kapatınca, bana, “Gel bakalım!” deyip kapıya doÄŸru yürüdü. İçeriye girdik. GösteriÅŸli bir antrenin ardından loÅŸ aydınlatılmış büyük ve etkileyici salona girdik. Zenginlik evin her köşesinde hissediliyordu. Modern, beyaz ağırlıklı dekorasyon çok hoÅŸuma gitmiÅŸti.

Merdivenin ardındaki bölümü göstererek, “Bak burası bar…” dedi. İçkileri, bardakların yerlerini gösterdi. “Ben bir ÅŸey istemiyorum!” dedim. Güldü, “Senin için deÄŸil salak! Nusret bey talimat verdi. O istediÄŸi zaman götüreceksin!” dedi. Bunu düşünemediÄŸim için kendime kızdım. Mutfağı ve diÄŸer yerleri gösterdikten sonra üst kata çıktık. Heyecanlanmaya baÅŸlamıştım. Yanlarına gidiyorduk galiba. Nasıl davranacaktım? Ne yapacaktım? Nasıl konuÅŸacaktım? AÄŸzım kurumuÅŸtu heyecandan. Holün sonunda, hafif ışık gelen odaya yaklaÅŸtıkça kalbim yeriden çıkacak gibiydi. Az önce altında karımın sikiÅŸme seslerini dinleyerek 31 çektiÄŸim oda olmalıydı bu.

Kemal öksürerek geldiÄŸimizi belli etti. İçeriden, “Gelin, gelin!” diyen Nusret beyin sesini duyduk. Kemal önde ben arkada içeri girdik. Kocaman yatak odasının ortasında onunla orantılı büyüklükte bir yatak vardı. Odanın içinde yoÄŸun bir seks kokusu vardı. Yarı oturmuÅŸ vaziyetteki Nusret beyin göğsüne başını dayamış olan karım çok mutlu görünüyordu. Narin elleri onun kıllı göğsünü okÅŸuyordu. İkisi de gögüslerinin üstüne kadar örtülüydü. Herhalde biz gelmeden örtmüşlerdi üstlerini. Saçı başı dağınıktı karımın. Dudaklarında ruj kalmamış, bulaÅŸmıştı. Bana bakıp yorgun yorgun gülümsedi. Nusret beye ayıp olmasın diye karşılık veremedim.

Nusret bey bir eliyle karıma sarılmıştı, diÄŸeriyle omuzunu okÅŸuyordu. Muhabbetlerini kesmiÅŸ gibi suçluluk duydum, ama kendisi çağırmıştı bizi. Nusret bey kendinden emin, ama artık daha sevecen sesiyle bana, “Kemal sana her ÅŸeyin yerini gösterdi mi?” dedi. “Evet, Nusret bey.” dedim. “Hadi bakalım o zaman bana bir buzlu Viski getir!” dedi. Karıma da birÅŸey içmek istiyor mu diye soracaktım ki, “Pelin’e de aynısından getir!” dedi. Sonra da karıma döndü, “Seni istediÄŸim gibi yeniden yaratacağım!” dedi gülümseyerek. Karım da kıkırdayarak kıllı göğsüne öpücük kondurdu ve “Ben bilmem, beyim bilir!” dedi.

Nusret bey bana, “Hadi bakalım, git getir ÅŸimdi!” deyip, Kemal’e de, “Kerem içkileri hazırlayıncaya kadar bekle, bir yanlış yapmasın, sonra evine gidebilirsin!” dedi. Kemal, “Tabii Nusret bey!” dedi. İkimiz tam odadan çıkıyorduk ki, “Dur bak, seninle biraz oyun oynayalım. AÅŸağıda soyun ve Pelin’in külodunu giy, öyle gel!” dedi. Etrafa bakınıp karımın külodunu aradı. Bulamayınca, “Durmayın orada! Arasınıza!” diye kızdı. Kemal’le ben yatağın etrafında dolaşıp karımın külodunu aramaya baÅŸladık. Sonunda Kemal yatağın dibinde buldu, “Buldum Nusret bey!” dedi.

Karımın minik pembe külodu Kemal’in elinde, beraberce odadan çıktık. AÅŸağıya ininceye kadar Kemal karımın külodunu koklayıp, “Off, çok güzel kokuyor yaa!! Halen sırılsıksam!” deyip durdu. AÅŸağıdaki bara indiÄŸimizde, “Hadi Kerem, giy bakalım karının külodunu!” dedi. “Sen gittikten sonra giyerim…” dedim. Ama ısrarlarına sonunda daha fazla karşı koyamadım. Kemal ÅŸu anda bana burada destek olabilecek tek kiÅŸiydi. Soyunmaya baÅŸladım. GömleÄŸimi, pantolonumu, külodumu, çoraplarımı tek tek çıkardım. Çırılçıplak Kemal’in önünde duruyordum. Sikim kalkmaya baÅŸlamıştı. Elimi uzatıp, “Ver de giyeyim bari…” dedim.

“Dur bekle!” dedi, kemerini çözdü. Pantolonunun önünü açtı. Yarağını çıkarttı, karımın küloduna sürtmeye baÅŸladı. Dışarıda azıp da boÅŸalamamanın acısını çıkartacaktı belli ki. Ara sıra da bana bakarak, “Ohhh, Kerem karın tam sikilecek bir karı! Tam bir orospu!” diye fısıldıya fısıldıya 31 çekmeye baÅŸladı. Çok sürmeden karımın külotuna fışkırttı döllerini ve “Ooohhhhh!” çekti. Sonra da dölleriyle vıcık vıcık olmuÅŸ külotu elime verdi ve pantolonunu toplamaya baÅŸladı. Gülerek, “Giy hadi!” dedi. Öylece durduÄŸumu görünce, “Giysene lan gavat!” dedi.

Tek ayağımla mermer zemin üstünde dengemi saÄŸlayarak bir bacağımı geçirdim. Sonra da ötekini. Külodu belime kadar çektiÄŸimde, Kemal’in ılık dölü sikime, taÅŸaklarıma bulaÅŸtı. Bu nedense sikimin daha da kalkmasına sebep oldu. Kemal’in bunu farketmesi ihtimalinden rahatsız oldum. Kalkmış sikimin ucu karımın külodundan dışarı taşıyordu. Arkasındaki ip ise popumun arasına girmiÅŸti. Kemal’in karşısında gerçekten utandığımı farkettim. O ise bana bakıp eÄŸleniyordu, “Dön şöyle bir de arkadan bakayım!” dedi. Gayri ihtiyari dediÄŸini yaptım. “Ohhh yavrum, göte bak!” deyip kıçıma bir ÅŸaplak attı. Hafifçe yana kaçtım. “Genç kız gibi cilvelisin valla! Hadi içkileri götür gecikmeden, yoksa kızacak Nusret bey sana!” dedi.

Haklıydı. Ellerim titreyerek bardaklara Viskiyi, buzlarını koydum. Bardakları Kemal’in verdiÄŸi tepsiye yerleÅŸtirdim, ona bir ÅŸey demeden arkamı dönüp, üstümde sadece karımın minik pembe külodu olduÄŸu halde, yalın ayak, serin mermerin üstünde yürümeye baÅŸladım. Kemal’in arkamdan halen baktığını biliyordum. Merdiveni çıkarken külodun sürtünmesiyle Kemal’in dölü iyice bulaşıyordu. Hole geldiÄŸimde kalbim tekrar hızlı hızlı çarpmaya baÅŸladı. Odalarına yaklaşıyordum. İçerden seslerini duymaya baÅŸladım. Seks sesleri deÄŸildi. KonuÅŸuyorlardı.

Odanın açık kapısına geldiÄŸimde durdum. Onların odasına giriyordum, izin almam gerektiÄŸini düşündüm. Beni hemen fark ettiler. Nusret bey, “Gel KeremciÄŸim!” dedi. Geç kaldığıma kızmadığı için sevindim. Yanlarına gittim, tepsiyi uzattım. Ama Nusret bey kendi eline daha yakın olduÄŸumu fark etti ve “Önce bayanlara sunulur!” dedi. “Haklısınız, özür dilerim!” deyip tepsiyi karıma uzattım. Pelin bardağı alırken beni süzerek, sevimli bir tavırla, “Kocacım, çok yakışmış külodum sana!” dedi. Ardından Nusret bey aldı içkisini. Bardaklarını tokuÅŸturup birer yudum aldılar.

Nusret bey bana, sandalye çekip yatağın yanına oturmamı söyledi. DediÄŸini yaptım. Diken üstünde, dimdik sandalyeye oturdum. Yatakta biraz daha doÄŸruldular. Artık biz bize olduÄŸumuz için üstlerini örtmeye çalışmıyorlardı. Karımın güzel göğüsleri ortaya çıkmıştı bile. Onlara bakmak istiyordum, ama Nusret Bey’den çekiniyordum.

Nusret bey, “Kerem’ciÄŸim…” diye söze baÅŸladı ve “Durum şöyle… Pelin’den çok hoÅŸlandım. Çok güzel, taÅŸ gibi, iÅŸveli, cilveli…” deyip, beni tartmak ister gibi yüzüme baktı. Tepki göstermediÄŸimi, can kulağıyla dinlediÄŸimi görünce devam etti, “Hadi daha açık konuÅŸayım. Karın seviÅŸmesini, sikiÅŸmesini de çok iyi biliyor. Daracık amcığı var karının… Bitirdi beni… Metresim olmasını istedim, karın da bunu severek kabul etti!” dedi.

Bana sormadan kabul ettiÄŸi için karıma kızmama raÄŸmen, karımın bu güçlü zengin erkeÄŸin metresi olacağı düşüncesi hoÅŸuma gitmiÅŸti. Bir yandan da bunun hayatımızı nasıl deÄŸiÅŸtireceÄŸini, ne zorlukları olacağını bilemediÄŸim için korkuyordum. Yine de olumsuz bir ÅŸey demeye cesaret edemedim, “Siz nasıl uygun bulursanız…” dedim. Karım duygularımı biraz fark etmiÅŸ olmalı ki, “Güzelim, ben senin karın olarak kalacağım. ÇekineceÄŸin bir ÅŸey yok. Sadece Nusret beyin de kadını olacağım. Tabii bazen seninle olamayacağım. Ama onun karşılığında lüks, rahat bir hayatımız olacak!” dedi.

Nusret bey, “Sikinin haline bakılırsa hoÅŸuna da gidiyor zaten!” deyip güldü ve “Hadi itiraf et Keremcim, karının pembe külodunu giyip yanımıza gelmeyi kabul ettiÄŸine göre, karını becermeme, metres yapmama hiç bir itirazın yok senin!” dedi. Adam doÄŸru söylüyordu. Karımın pembe külodundan fırlamış sikimle orada öylece oturmuÅŸ, başımı sallayarak, az önce karımı siken adamın dediklerini onaylıyordum. Kekeleyerek, “Åžeyy… Pelin ilk evlendiÄŸimizden beri böyle davranıyor. Ben de onu kaybetmek istemiyorum. Alıştım artık. Bir yerden sonra hoÅŸuma gitmeye baÅŸladı diyebilirim. Haklısınız, baÅŸka erkeklerin karımı sikmesinden, karımı baÅŸkalarıyla seviÅŸirken izlemekten zevk alıyorum, ne yalan söyleyeyim…” diye içinde bulunduÄŸum durumu anlatmaya çalıştım.

Bu sırada Pelin, örtünün altında kalan elini hareket ettirerek, “Aaaaa! Bu kocaman olmuÅŸ yine!” diye kıkırdadı. Eliyle o kocaman olmuÅŸ siki okÅŸadığını, kavradığını anladım. Nusret beye, “Hadi sevgilim, bırak konuÅŸmayı artık! Bu koca ÅŸeyi yerleÅŸtir bana!” diyerek kıvrandı yattığı yerde. Nusret bey benimle konuÅŸmayı bırakıp karıma döndü, “BebeÄŸim, Pelin’im, sana doymuyor o kocaman ÅŸey!” dedikten sonra isterik karımın dudaklarına yumuldu. Bir yandan da eliyle memesini avuçlamaya baÅŸladı. Üstlerindeki ince örtü hareketleri arttıkça açılıyordu. Karımın çıplak, güzel vücudu tamamiyle ortaya çıkmıştı. Nusret bey de üstünü örten son kısmını ittirerek üzerinden attı.

İlk defa vücudunun ne kadar kıllı olduÄŸunu gördüm. Yarağı çok heybetliydi. Kalın, uzun ve kapkaraydı. Damarlarını görebiliyordum oturduÄŸum yerden. Kıllı iri taÅŸakları da kapkaraydı. Karımın narin eli sımsıkı kavramıştı yarağının gövdesini adeta kaçmasından korkar gibi. Az sonra Nusret bey karımı altına aldı. Pelin bacaklarını aralayıp dizlerini kaldırdı. Nusret bey eliyle koca yarağını tutup karımın amına dayadı. Dudaklarını karımın dudaklarından ayırıp gözlerinin içine baka baka ittirmeye baÅŸladı…

Karımın yüzünde bir gerginlik oldu. Saatlerce girip çıkmasına raÄŸmen halen büyük geldiÄŸi belliydi. Karım koca yarağı içine tamamiyle alır almaz bir, “Ohh!” çekti, ardından bacaklarını kaldırıp iki yandan erkeÄŸinin beline doladı. Kırmızı ojeli küçük güzel ayaklarını birbirine dolayıp kilitledi. “Seninim erkeÄŸim! Seninim! Kökle dibine kadar!” diye soludu arzuyla…

Nusret bey zaten bekleyecek deÄŸildi. Kıllı poposunun karımın bacakları arasına doÄŸru alçaldığını seyrederken içim cız etti. Karımın bir baÅŸka erkek tarafından sikilmesini izlemekten aldığım büyük zevke raÄŸmen, kıskançlık ve burukluk duygusu da yok deÄŸildi içimde. Karımın aldığı zevki tekrar tekrar isteyeceÄŸini, ona baÄŸlanacağını biliyordum. Nusret beyin kalçaları aÅŸağı yukarı hareket etmeye baÅŸladığında bu düşünceleri unutup önümde gerçekleÅŸen muhteÅŸem çiftleÅŸmeye konsantre oluvermiÅŸtim. YumuÅŸak baÅŸlayan hareketler gittikçe daha sert ve acımasız oluyordu. Adeta Pelin’e acı vermek ister gibi sikiyordu artık.

Pelin onun altında zangır zangır sarsılıyor, nefes nefese inliyordu. Kırmızı ojeli küçük ayakları Nusret beyin kıllı poposunun üstünde fırtınada sallanan yapraklar gibiydi. O kocaman yarağın biricik aÅŸkımın amına girip çıkmasını kıpırdamadan seyrediyorum. Adeta büyülenmiÅŸtim. Karım kolları yettiÄŸince ona sımsıkı sarılıyor, diÅŸlerini sıkarak altında debeleniyordu. Başını iki yana sallayarak haykırmaya baÅŸladığında geldiÄŸini anladım. Ama duramıyordu. Nusret bey de durmuyordu. Karım, “Yeter! Yeter!” diye yalvarmaya baÅŸladı.

Nusret bey daha gelmemiÅŸti. Dakikalarca daha hayvan gibi sokup çıkardı. Karım tekrar deliler gibi bağırmaya baÅŸladı. Yine geliyordu. Vücutların birbirine çarpma sesine Nusret beyin küfürleri eÅŸlik etmeye baÅŸladı. “Amına koyuyorum kaltak! Daracık deliÄŸini sikiyorum! Amına koduÄŸumun orospusu!” diyerek o da kendini kaybetmiÅŸti. Öyle güçlü koyuyordu ki, karıma bir ÅŸey olacak diye korktum. Karım artık ona sarılamıyor, altında boÅŸ bir çuval gibi duruyordu. Az önce Nusret beyin beline kilitlenen ayaklarını salmış, adam yarağını dibine vurdukça bacakları kukla gibi iki yana sallanıyordu.

Sonunda Nusret bey böğüre böğüre karımın içine boşaldı. Bütün ağırlığıyla, nefes nefese yatan karımın üstüne yığıldı. Sonra yavaşça yana kaydı. Yumuşamış, ama halen kocaman yarağı karımın amından kayarak çıkmıştı. Pırıl pırıldı. Sırt üstü uzandı. O da nefes nefeseydi.

Biraz sonra karımın güzel amından Nusret beyin dölleri dışarıya taÅŸmaya baÅŸladı. Gecenin kim bilir kaçıncı boÅŸalması olmasına raÄŸmen Nusret beyin döllerinin bu kadar çok olduÄŸuna ÅŸaşırdım. Gözlerim, karımın amından yavaşça süzülen döllere kilitlenmiÅŸti. Kim bilir daha ne kadarı karımın rahmindedir diye düşünürken, Nusret beyin yattığı yerden sesini duydum. “Amına koduÄŸumun orospusu bitirdin beni!” dedi. Halen nefes nefeseydi. Pelin’imin ise cevap verecek hali yoktu, yarı baygın hareketsiz yatıyordu sırtüstü. Diri, dolgun memeleri inip kalkıyordu sadece. Terden sırılsıklamdı. LoÅŸ ışıkta parlıyordu. Ter ve seks kokusu iyice sarmıştı odayı…

Ben sesimi çıkartmadan onlara bakıyordum. Sikim de halen dimdikti, sızlıyordu. Elime alıp boÅŸalmak için deli oluyordum, ama bir yandan da kızacak diye adamdan korkuyordum. Nusret beyin, “Kerem, git bize birer bardak soÄŸuk su getir!” sözüyle kendime geldim. KonuÅŸacak halde deÄŸildim. Hemen kalkıp odadan çıktım. MutfaÄŸa doÄŸru pür telaÅŸ yürürken, olanları tekrar yaşıyordum kafamda. Hemen geri dönmek için acele ettiÄŸimi fark ettim.

Odaya elimde tepsiyle geri döndüğümde, Pelin daha tam kendine gelmemiÅŸti, bardağı alacak durumu yoktu. Nusret beye içine buz da attığım soÄŸuk suyunu verdim. Kana kana içti. Karıma tepsideki diÄŸer bardağı alıp uzattı, “BebeÄŸim, su iç, biraz kendine gel!” dedi. Yine o kibar beyefendi olmuÅŸtu. Karım hafifçe gülümsedi. Dirseklerinin üzerinde güçlükle doÄŸrulup, Nusret beyin elinden suyu içti. Bitap görünüyordu. Suyu içip kendini tekrar bıraktı, sırtüstü, çırılçıplak.

Nusret bey bana dönüp baktı ve gülümsedi. O an utandım. Karımın külodundan fırlayan sikimi görmüştü. “Bizi sikiÅŸirken izlemek seni iyice azdırdı galiba Kerem. 31 çekmek ister misin?” diye sordu. Yüzüne bakmadan utana utana başımı salladım. “Hadi çek o zaman! Karına baka baka çek! Haa, avucunun içine boÅŸalacaksın. Bir yeri kirletirsen çok kızarım. Tamam mı?” deyip güldü.

Tamam anlamında başımı salladım. Avucuma tükürüp, küçülmüş haliyle bile benimkinden büyük bir yarağın önünde 31 çekmeye baÅŸladım. Karımın, içinden halen döl sızan güzel kılsız amına bakıyordum. Daha ikinci sıvazlamada sessizce boÅŸaldım avucuma. Herif yattığı yerden, bir çocuÄŸun yaptığı marifeti seyredermiÅŸ gibi eÄŸlenmiÅŸti 31 çekmemden. “Hadi ÅŸimdi git temizlen. Sonra ÅŸu karşıdaki kanepeye uzan uyu. Bir ÅŸey istersem uyandırırım seni!” deyip, yerdeki yatağın örtüsünü fırlattı bana.

Efendisinin emrinde bir köle gibi emirlerine itaat ettim. Banyodan döndüğümde ikisi de uyumuşlardı. Çırılçıplak yatıyorlardı. Adamın iri simsiyah kıllı gövdesi ile, ona sımsıkı sarılan karıcığımın minyon narin bedeni ve bembeyaz teni çok güzel bir tezat oluşturmuştu. Başını adamın göğsüne koymuş, sarı uzun saçları adamın göğsüne dalgalar halinde yayılmıştı. Eli, inikken bile hayli iri görünen sikin üzerinde, bir bacağını Nusret beyin üstüne atmış, minik pembe amcığı, içinden süzülen zevk sıvıları ve adamın dölleriyle halen ıslak ıslak parlıyordu. Öyle güzel bir manzaraydı ki!

Nusret beyin dediği gibi, kanepeye uzandım, örtünün altında büzülüp uyudum.

Hikaye hakkında görüşleriniz