Sex Hikayeleri

12 ay önce - Admin Ekledi - 96 Kez Okundu

MuhteÅŸemdi – Sex Hikayeleri

MuhteÅŸemdi – Sex Hikayeleri

Beklediğim fırsat iki hafta kadar sonra geldi. Faruk abi bir cenaze nedeniyle İstanbul?a gideceğini söyledi. ?Ben dönene kadar sen dükkâna göz kulak olursun, arada hanım da gelecek, bir şey lazım falan olursa sen ilgilenir misin?? deyince, ?Ne demek abi, gözün arkada kalmasın!? dedim keyifle. Altın bir fırsattı bu ve mutlaka değerlendirmeliydim. O süre boyunca Hanife?yi sikme hayalleri kurmuş, arada bir resim ve videolara bakarak 31 çekmiştim.Ertesi gün çalışırken kapı açıldı ve Hanife girdi içeri. Birden karşımda görünce şaşırdım ve heyecanlandım. Yine siyah çarşafını giymişti. Beyaz yüzü görünüyordu sadece. Selam verip dükkânın kepenklerini açıp açamayacağımı sordu. ?Ne demek, hemen!? dedim. Anahtarları ucundan tutarak uzattı, elinin elime değmesinden çekiniyordu. Paslanmış kepenkleri kaldırdım. Hanife teşekkür edip içeri geçtikten sonra ben de işime döndüm.Koltuğa oturdum, ama aklım Hanife?deydi. Hemen yanı başımdaydı. Üstelik tek başınaydı. Fırsat ayağıma gelmişti, ama bu sefer de nasıl adım atmam gerektiğine karar veremiyordum.
Ancak kapı açılıp da yeniden onu karşımda görünce işleri oluruna bırakmaya karar verdim. ?Bizim dükkânda çay bitmiş, sizde varsa biraz alabilir miyim?? diye sordu. ?Abla eğer istersen hiç demleme, ben yeni demlemiştim zaten, getireyim bir bardak!? dediğimde, ?Zahmet olmasın size!? diyerek olmaz gibilerden teşekkür etti, ama ben ısrar edince kabul ederek geri döndü.Hemen bir bardak sıcak çay doldurdum, yanına da birkaç parça bisküvi koyup, küçük bir tepsiyle götürdüm. Hanife, ?Allah razı olsun, sağ olun!? derken masasına bıraktım. Bana, ?Siz içmiyor musunuz?? deyince, ?Ben içerde içerim.? dedim. İlk andan onu ürkütmek istemiyordum. ?Siz de bir bardak alın kendinize, beraber içelim!? deyince, içimden (Canıma minnet!) dedim. ?Peki öyleyse, getireyim!? diyerek gidip kendime de bir bardak çay aldım.Yıllardır komşuyduk ve tanıyorduk birbirimizi. O nedenle benden çekinmiyordu. Ancak benim kendisiyle ilgili kurduğum hayalleri, planları bilmiyordu. Bir süre havadan sudan konuştuk. Karımı ve çocuklarımı sordu. Ben de kızlarını sordum. Dakikalar ilerleyip de çaylarımız bittiğinde artık konuya girme vaktinin geldiğini anladım.?Geçen Faruk abi bilgisayarını getirmişti. Arızalanmış, virüs girmiş içine, tamir etmemi istedi. Ben de hallettim. Ama o ara bir şeyler buldum bilgisayarında, çok acayip şeyler!? dediğimde Hanife?nin yüzü değişti birden. Sanki söyleyeceklerimi anlamış yada tahmin ediyormuş gibi, ?Siz gitseniz iyi olur bence!? dedi. ?Giderim, sorun yok. Ama gitmem senin için iyi olmaz!? dedim kalkarken.
Göz bebekleri fırıl fırıl dönüyor, beyaz yüzü renkten renge giriyordu. Kocasının bilgisayarındaki resim ve videolardan haberi vardı anlaşılan.?Ne demek bu?? diye sordu titreyen sesiyle. ?Cevabı merak ediyorsan benim dükkâna gel!? dediğimde ayağa kalkıp, ?Koray Bey!? dedi kıpkırmızı yüzüyle. ?Allah aşkına, ne yapmaya çalışıyorsun?? dedi ağlamaklı bir halde. Hanife ben daha bir şey demeden meselenin ne olduğunu anlamıştı. ?Faruk abinin bilgisayarındakileri biliyorsun değil mi?? dediğimde ağlayacak gibi oldu. Dudaklarını ısırdı. Ellerini masanın üzerine koymuş, öylece duruyordu.Onu öyle bırakıp bir şey demeden dükkâna geçtim. Geleceğini biliyordum. Nitekim 10 dakika kadar sonra kapı açıldı, Hanife karşımdaydı. Kapıyı kapatıp, ?Ne istiyorsun?? dedi. Ağladığı belliydi, gözleri kızarmıştı. Bütün cesaretimi toplayıp, ?Seni istiyorum!? deyince bembeyaz yüzü pancar gibi kızardı, bir eliyle ağzını kapattı. Utanç ve korkudan ne yapacağını bilmez bir haldeydi, sanki bir anda düşüp bayılacaktı.Hanife hayatının şokunu yaşıyordu karşımda. Kızarmış gözlerinde yeniden yaşlar belirdi. ?Korkma, aramızda kalacak. Ne kocanın ne başkasının haberi olmayacak. Kabul etmezsen o resimlerin hepsini internete koyarım, herkes öğrenir!? dediğimde yaşadığı utanç ve şaşkınlık tavan yaptı. ?Senin yaptığın insanlığa, Müslümanlığa sığar mı?? dedi korkudan titreyen sesiyle.
Sonra da, ?Birisi senin karına yapsa…? dedi, ama onun lafını kesip, ?Kimse benim karıma yapamaz, çünkü ben onun öyle resimlerini çekmiyorum!? dedim sert bir sesle.?Koray Bey, ben seni böyle bilmezdim!? dediÄŸindeyse, ?Ben de seni öyle bilmiyordum!? dedim yanıt olarak. ?Ne olur, kocam yaptı bir hata. Benim başımı yakma, üç çocuÄŸum var benim, onların başı için, Allah rızası için…? diyerek bir yandan aÄŸlayıp bir yandan da beni ikna etmeye çalışıyordu.?Ben sana teklifimi yaptım. Düşün taşın, sana yarın sabaha kadar süre, ya kabul edersin, yada yarın hepsini koyarım internete. Kocana yada baÅŸka birine söylersen de aynısı olur. Afyonlu Hanife?nin marifetlerini herkes görür!? dediÄŸimde gözleri yuvalarından fırlayacakmış gibi oldu. ?Ha, eÄŸer bana inanmıyorsan al bak!? dedim ve çıplak resimlerinden telefonuma yüklediÄŸim bir tanesini gösterdim.Yüzünü diÄŸer tarafa çevirdi hızlıca ve bir ÅŸey demeden kapıyı açıp gitti. Birkaç dakika sonra da kendi dükkânlarının kapısının kapandığını duydum. Bakınca Hanife?nin hızlı adımlarla gittiÄŸini gördüm. Meseleyi kocasına yada bir akrabasına açabilirdi, öyle bir durumda hayatım tehlikeye girerdi. Ama Hanife gibi bir kadının böyle bir ÅŸey yapmayacağını adım gibi biliyordum. Kendi küçük dünyasında yaÅŸayan bir kadındı. Elimdeki resim ve videoları zorla almaya çalışmak, beni ÅŸikâyet etmek, birilerine konuyu anlatmak yapacağı en son iÅŸti.İki saat kadar sonra dükkânlarının kapısının açıldığını duydum. Ancak o sırada bir müşterim vardı, o nedenle bakamadım.
Birkaç dakika sonra benim kapıda Hanife?yi gördüm, ama içerde birinin olduÄŸunu görünce girmedi. Müşteri 10 dakika kadar sonra çıktı. Hanife de peÅŸinden girdi. Sanki adamın çıkmasını gözlüyordu. Kapıyı aralık bırakıp yeniden beni ikna edici sözler söylemeye baÅŸladı. ?Bak, ben sana söyleyeceÄŸimi söyledim. BoÅŸuna çeneni yorma, ya kabul edersin, yada olacakları sen bilirsin. Ben her ÅŸeyi göze aldım!? dedim. Bu son cümlem sanki bir kurÅŸun yemiÅŸ gibi olmasına neden oldu.Saate baktım, 16:00’ya geliyordu. ?Sana yarın sabah 10:00’a kadar süre. Kabul etmezsen saat on 11:00’de hepsini internete koyarım!? dediÄŸimdeyse düşmemek için sandalyeden tutundu. Korkudan ne yapacağını bilmiyordu, kendini kaybetmiÅŸti sanki. Bir süre o halde kaldı. Derken beklediÄŸim sözler döküldü titreyen dudaklarından ve ?Aramızda kalacak, sonra hepsini sileceksin…? dedi.?Tamam, aramızda kalacak, sonra hepsini sileceÄŸim!? dedim. Hanife gözlerini kaçırırken, ona, ?EÄŸer istersen ÅŸimdi yapalım, içerisi müsait!? dedim elimle arkayı göstererek. Hanife sanki birden cesaretlenmiÅŸ gibi, ?Bitirelim artık ÅŸu iÅŸi! Dükkânın kapısını kapatıp geleyim…? dedi ve çıktı. Her ÅŸeyin bu kadar kolay olacağını tahmin etmemiÅŸtim ama olmuÅŸtu. Biraz sonra yan tarafın kapısı kapandı ve Hanife içeri girdi.Hanife’ye, ?Sen ÅŸu arkaya geç!? derken ben de dışarı baktım. Gelen giden yoktu, kapıyı kilitledim ve içeri geçtim. Hanife tezgâhın önünde ayakta duruyordu. Bana hiç bakmıyor yan duvara bakıyordu sadece. ?Geç şöyle, eÄŸil!? dedim ve ondan tezgâhtan tutunarak domalmasını istedim. Ellerini tezgâha koydu ve öne doÄŸru eÄŸildi biraz. Orta boyluydu, ama ayağına siyah renkli kalın tabanlı ayakkabı giydiÄŸinden boyu uzamış ve nerdeyse benim boyuma gelmiÅŸti.Arkasına geçtim hemen. Hanife?nin bu kadar kolay ‘Evet’ diyeceÄŸini hiç tahmin etmiyordum. Halen daha inanmakta zorlanıyordum. Pantolonumu ve külotumu indirdim.
Hanife sadece önüne bakıyordu. Çarşafının alt kısmını altındaki bordo renkli eteğiyle beraber tutup kaldırdım. Dizlerinin altına gelen ince siyah çoraplar giymişti. Etekle çarşafı iyice kaldırdığımdaysa kırmızı külotu ile kaldı.Bembeyaz kalçalarının üzerinde kırmızı külotlu dolgun götünü görmek bir anda sikimi sertleştirdi. Külotu lastiklerinden tutup dizlerine indirdiğimde bembeyaz götü çıktı karşıma. Ellerimi göt yanaklarına attım hemen. Taş gibi sert, dolgun göt yanaklarını ayırdım. Resim ve videolarda gördüğümden çok daha güzel bir manzara vardı karşımda. Biçimli ve etli amı tam sikimin hizasındaydı. Kasıklarında çok az kıl vardı. Minik bir çukuru andıran göt deliğiyse amından da cezbediciydi.Sikimi tuttum ve sıvazladım, ardından sikimin kafasını bastırdım amına. O an irkildi Hanife, yerinde kıpırdadı. Kocasının 12-13 santimlik siki gitmiş, şimdi yerine benim 19 santimlik ufaklık gelmişti. Sikimi bastırdım yavaşça, ama girmiyordu bir türlü. Amı sikimi almamakta inat ediyordu sanki.?Az bacaklarını aç, arala biraz!? dediğimde, Hanife iki ayağını ayırdı. Dizlerindeki külotunun lastikleri bir yay gibi gergindi. ?Biraz daha eğil öne doğru!? deyinceyse ellerini tezgâhın üzerinde iki yana açtı biraz daha ve iyice eğildi. Çarşafıyla eteğini topladım belinde. Sikimin kafasına tükürdüm ve amına bastırdım yeniden.Bu kez sikim yavaş yavaş girmeye başladı içine.
Ve girdikçe amının kışkırtıcı, yakıcı sıcaklığını hissediyordum. Muhteşem bir duyguydu. Bastırdıkça Hanife?nin amı sikimi alıyordu içine. Ancak sikim kocasınınkinden daha büyük olduğundan gene de biraz zorlanıyordum. Kendini kasıyordu ayrıca. ?Rahat ol, kasma kendini!? dedim ama bir şey demedi Hanife. Bir ara, ?Ihhh!? diye bir inilti çıktı dudaklarından. ?Yavaş ol!? dedi fısıltıyla peşi sıra. ?Sen kasma kendini!? dedim karşılık olarak.Sikimi çıkardım ve bolca tükürdüm üzerine, sıvazladım iyice. Ardından yeniden bastırmaya başladım. Bu kez daha rahat giriyordu sikim amına. Ara ara sikimi sokup çıkartarak genişletiyordum amını. Yarısından fazlası girdiğindeyse gidip gelmeye başladım amında. O an, ?Ahhh, yavaşşş!? diyen bir inilti koyuverdi Hanife, ama benim yavaşlamaya niyetim yoktu. Ellerimi göt yanaklarına attım, sıkıca tuttum ve o halde sikmeye başladım. Hanife ara ara, ?Ahhh, ayyy, yavaşşş, ıhhh!? derken ben zevkten dört köşe olmuştum. Başını geriye atıp, ?İçime boşalma sakın!? dedi ve tekrar etti birkaç kez. ?Tamam, merak etme!? dedim onu sakinleştirmek için.Amı, üç çocuk doğurmuş olmasına rağmen dardı, yıllarca kocasının küçük sikine alışmıştı. Şimdi büyük bir yarağı yiyince zorlanıyor, acı çekiyordu. Amında gidip geldikçe sikim daha fazla girip çıkmaya başlamıştı amına. Gittikçe genişliyordu amı, ama henüz ıslanmadığından kaygan değildi, bu da Hanife?nin canını acıtıyordu.Hanife acı çekiyor, ama ben zevk alıyordum, iki zıt kutuptaydık. ?Haa, böyle sikiyo mu kocan seni, haa, söylesene, böyle sikiyo mu?? deyip duruyordum bir taraftan. İki elim iki dolgun göt yanağındaydı. Pompaladıkça göt yanaklarının löpürdeyişlerini izliyordum.
Minik göt deliÄŸine bastırdım saÄŸ baÅŸparmağımla. Bu ara Hanife biraz daha öne doÄŸru eÄŸildi, elleri yerine dirseklerini dayadı tezgâha. Bu halde biraz daha az canının yanmasını umuyordu, ama sikimin karşısında amı teslim bayrağını çekmiÅŸti bir kere.?Ihh, yavaÅŸÅŸ, ayyyy, ahhh, uhhhh…? diye diye acı dolu inlemeleri kesilmeden sürüyordu. Siyah çarÅŸafı rüzgârla birlikte dalgalanıyordu önümde. ?Tamam, yeter bu kadar, hadi, çık artık, yeterrr!? demeye baÅŸladı bu sefer. ?Yetip yetmeyeceÄŸine ben karar veririm, daha yeni baÅŸladık!? dedim sertçe. İtiraz edecek gibi olduÄŸunda iyice bastırdım sikimi amına. O anda derin bir hırıltı çıkardı, ?Aahhhh, oorrrospu çocuÄŸuuu!? dedi olanca öfkesiyle.HoÅŸuma gitti bu tepkisi. ?Ha şöyle yola gel!? dedim keyifle. Aynı ÅŸiddette bastırmaya devam ettikçe Hanife?nin hanımefendi, uysal hali gidiyor, ruhunun karanlık tarafı ortaya çıkıyordu. Küfürlerine aynı ÅŸekilde küfürle karşılık veriyordum. ?Kocan resimlerini çektiÄŸinde mutlu oldun deÄŸil mi, amcık, söylesene, hoÅŸuna gitti deÄŸil mi, seni kameraya çekmesi hoÅŸuna gitti deÄŸil mi?? dedikçe, Hanife bana ana avrat küfrediyordu.Bir ara kendini öne çekmeye, kurtulmaya çalıştığında belinden tuttum sıkıca ve var gücümle yüklendim amına. ?Ihhhh!? diye bütün dükkânı çınlatan bir inilti çıkardı.
Sikim dibine kadar girmişti amına. İyice köklemiştim. O halde bir süre bekledim. Hanife bacaklarını biraz daha açmaya çalıştı, ama dizlerine inen külotu engel oluyordu buna. Sonunda dayanamayıp, ?Az dur!? dedi. Amından çıktım böyle söyleyince. Külotunu tamamen indirip çıkardı, çarşafını ve eteğini topladı belinde. Yeniden domaldı, ama bacaklarını iki yana iyice açmıştı şimdi.Ayrık duran amına girdim tekrar. Hanife?nin yöntemi işe yaramıştı, şimdi daha rahat girip çıkıyordum amına ve iniltileri de azalmıştı. Gittikçe hızlanırken kasıklarım ve taşaklarım onun kasıklarına çarpıyor ve şiddetli ses patlamaları yaratıyordu içerde. Dışardan görünmemiz mümkün olmadığından var gücümle pompalıyordum. Yeniden sağ başparmağımı göt deliğine bastırdım. Aldığım zevkle inlemeye başlamıştım. Hanife?nin amının da ıslandığını fark ettim. Küfürleri, hakaretleri bir kenara bırakmıştı ve amı sulanıyordu. Bunun verdiği zevkle daha da bastırıyordum amına. Ve boşalmaya da adım adım yaklaşıyordum.Hanife?den, ?İçime boşalma, sakın içime boşalma!? sözleri çıkmaya başladı bu sırada. ?
Tamam be, kes sesini!? dedim. Kendimden geçer gibi oluyordum artık. Çıkan ‘Åžlap, ÅŸlap, ÅŸlap!’ sesleri içeriyi titretirken son bir güçle pompaladım. Hanife?den yine acı dolu iniltiler gelmeye baÅŸlarken birden bütün zincirlerimi kırarcasına boÅŸalmaya baÅŸladım. Bütün enerjim çekilmiÅŸ, tükenmiÅŸ gibiydi. Döllerim Hanife?nin amına akıyordu, ama o içine boÅŸaldığımdan habersizdi sanki. Acı iniltileri giderek azalırken çıktım amından. Amı iyice geniÅŸlemiÅŸti. Amının dudakları ayrılmıştı birbirinden ve resimlerinde gördüğüm gibi bir boÅŸluk oluÅŸmuÅŸtu iki dudağı arasında.Döllerimden kalanlar amından kasıklarına akıyordu. Hanife, ?İçime mi boÅŸaldın?? dedi başını yana çevirip. Anlamadığını sanmıştım, ama yanılmıştım. SaÄŸlam birkaç küfür savurdu, ama o zevkle yanıt vermedim. Bembeyaz yüzü kızarmış ve boncuk boncuk terlemiÅŸti. Çıkardığı külotunu giyindi hızlıca. EteÄŸini ve çarÅŸafını düzeltti. Sonra da, ?Hadi sil ÅŸunları!? dedi heyecanla. ?Dur be tamam, silecem, acelen ne?? dedim, ancak Hanife, ?Çabuk sil ÅŸunları!? diyerek karşılık verdi.Sikim tüm haÅŸmetiyle önümde sallanıyordu. Döllerim ve amının sıvıları ile kaplı sikime bakmamaya çalışıyordu Hanife, ama ara ara gözünü dikiyordu. Ona, ?Hepsini aldın içine, helal olsun!? dediÄŸimde bir ÅŸey demedi, ?Sil ÅŸunları çabuk!? dedi yeniden. ?Tamam be!? dedim ve masaüstü bilgisayarını açtım. Resim ve videoları buraya yüklemiÅŸtim, ama harici harddiskin içinde de halen duruyordu.
YüklediÄŸim resim ve videoları gösterdim tek tek. Hanife, ?Sil ÅŸunları!? dedi öfkeyle. Her birini tek tek sildim. ?Kutudan da boÅŸalt, çöp kutusunu da sil!? dedi hepsi silindikten sonra. ?Sen çöp kutusunu nerden biliyorsun?? dedim ÅŸaşırarak. ?Sil, orayı da sil!? dedi parmağıyla geri dönüşüm kutusunu göstererek. Oradan da hepsini sildiÄŸimde, ?Bir daha bana bulaÅŸmaya kalkarsan seni gebertirim!? dedi öfkeli sesiyle ve hızlıca çıkıp gitti.İstediÄŸimi almıştım. Ayaküstü de olsa güzel bir sikiÅŸ olmuÅŸtu. Ama bu bir son deÄŸil, ilerisi için bir baÅŸlangıçtı…

Hikaye hakkında görüşleriniz