Sex Hikayeleri

3 ay önce - Admin Ekledi - 130 Kez Okundu

Çıtır gelinimize girdim

Çıtır gelinimize girdim

Merhaba. Adım Ercan. Ben bir doktorum (Genel Cerrah). 53 yaşındayım, ama cinsel arzularım ve performansım hala çok iyi, haftada en az 12-14 kere boşalırım. Maalesef eşimde tık yok. O zaten pek sevmez sikişmeyi, kerhen yapardı. Son 4 yıldır hiç vermemeye başladı, hatta yatağını da ayırdı. Ama benim cinsel arzularım devam ettiği için, ya başkalarıyla birlikte oluyor, ya da çok azgınsam ve o anda sikecek am bulamazsam 31 çekiyorum, ama her gün boşalıyorum.

MesleÄŸim gereÄŸi sık sık kongre v.s. nedeniyle ya da baÅŸka iÅŸlerden dolayı İstanbula giderim. ÇoÄŸu zaman otelde kalırım, ama arada sırada amcaoÄŸlum var Altan, onlarda kalırım. Onu da eÅŸini de çok severim. Altan 48 yaşında. EÅŸi Zeliha ise 38 yaşında, 1.60 boylarında, etine hafif dolgun, çok sevimli, cıvıl cıvıl, yüzü de çok güzel bir kadın. Bir çocukları var. Her neyse, son birkaç yıldır Altanda ÅŸeker hastalığı, arkasından impotans oluÅŸtu. Sürekli bu konuda dert yanar, çare arar ve doktor olduÄŸumdan bana danışırdı. Ben de Ürologlara yönlendirdim. Ama nafile, çünkü olay organik olduÄŸu için pek çözümü yok. Anladığım kadarıyla en az 2 yıldır Altanda tık yoktu. Açıkçası gidip gelirken ve onlarda kalırken hiç karısının durumunu aklıma getirmemiÅŸ, onun bu konuda maÄŸdur olacağını düşünmemiÅŸtim. Hem onlar benim çok sevdiÄŸm akrabalarımdı. Zeliha beni çok sever, ‘Ercan abi’ der, sevimli bir ÅŸekilde sarılırdı her zaman. Bazan onlarda sabahlardım. Ticaretle uÄŸraÅŸan Altan sabah erken kalkar iÅŸine giderdi. Biz de sonradan Zeliha ve çocuÄŸuyla uyanır, kahvaltı eder, ben sonra iÅŸime ya da toplantıma giderdim.

Son olarak Haziran ortalarında onlarda kaldım. AkÅŸamdan sevinçli bir karşılama, yemek sohbet muhabbet, derken odalarımıza çekildik yattık. Bu arada küçük çocukları da teyzelerine gitmiÅŸ 1 haftalığına. Sabah, hava sıcak olduÄŸu için odaların kapısı açık, ben bir hıçkırma ve belli belirsiz bir iniltiyle uyandım. Bir daha uyuyamadım, kalktım üzerimde ÅŸort ve ince bir tiÅŸortle salona geçtim. Altan çoktan iÅŸe gitmiÅŸti. TV’yi açıp, sesini çok kısarak, izleyip, kahvaltıya kadar vakit geçirme düşüncesiyle öylesine izlemeye baÅŸladım. Bir 20 dakika sonra Zeliha geldi salona, saçı hafif dağınık, gözleri ÅŸismiÅŸ, ama uykudan deÄŸil, belli ki aÄŸlamış. Kısa bir gecelikle geldi, kanepede yanıma oturdu. Birbirimizi çok sevdiÄŸimizden ve ters birÅŸey düşünmediÄŸimizden, ya da en azından ben öyle düşünmediÄŸimden, teklifsiz otururduk böyle. O anda da benim aklımdan en ufak birÅŸey geçmiyordu zaten, severdim Zelihayı…

“Sen birÅŸeye mi üzüldün? AÄŸlamışsın!” diye sordum. Gözleri doldu yine. “Ercan abi, seni çok seviyorum, senden saklamayacağım, üstelik bir hekimsin, bu konuda içimi dökeceÄŸim en uygun kiÅŸisin, çok büyük bir sorunumuz var. Altanda sertleÅŸme problemi var, nerdeyse tam 2 yıldır hiç beraber olmadık. Doktora falan da gitti, hiç çözüm olmadı, cinsel uyarıcı hap kullandı, yine çözüm yok. Doktorlar sadece penis proteziyle olabilir dediler, Altan da hiç yanaÅŸmıyor. Ben de onu kırmayayım diye birÅŸey demiyorum. Çaresiz…” dedi ve sözün burasında başını eÄŸdi, yüzü kızardı ve yine bir hıçkırıkla gözlerinden yaÅŸlar boÅŸanmaya baÅŸladı, bir süre sessiz kaldıktan sonra sesinin tonunu alçaltarak, “Çaresiz kendimle oynuyorum, öyle tatmin oluyorum. Ama çok gerildim artık, çocuÄŸuma olur olmaz bağırıyorum, etrafımdakileri kırıyorum. Kendimle oynamak yetmiyor artık bana!” diyerek bacaklarını gövdesine çekti, top gibi toparlandı, kedi yavrusu gibi göğsüme sokuldu, aÄŸlamaya baÅŸladı. Başını boynumla saÄŸ omzum arasına göğsüme gömdü…

Bu tabloda birden içimi aşırı bir acıma, ÅŸefkat ve koruma duyguları sardı. Küçük bir çocuk gibi aÄŸlamasına dayanamadım ve sarılarak saçlarını tıpkı bir çocuÄŸu sever gibi ÅŸefkatle okÅŸamaya baÅŸladım ve “Merak etme, zamanla düzelir bazı ÅŸeyler…” gibi, kendimin de inanmadığı bazı sözler geveleyerek teselliye çalıştım. O ara başını hafifçe kaldırdı aÅŸağıdan yüzüme baktı. Çok masum, çaresiz, utanmış ve arzu karışımı, yaÅŸlı gözlerdeki bu bakışa dayanamadım, saÄŸ elimin baÅŸparmağıyla gözlerindeki yaÅŸları birer birer sildim. Sessiz sessiz aÄŸlamaya devam etti. O kadar acıma ve ÅŸefkat doluydum ki, bu güzel gözler karşısında, dayanamadım dudaklarımı iki yanağına da hafifçe dokundurarak, yaÅŸları tekrar sildim dudaklarımla ve halen aklımda birÅŸey olmadan sıkı sıkıya sarıldım, “Geçecek, merak etme!” diyebildim.

O arada başını hafifçe yine kaldırdı. Ama bana bakışları deÄŸiÅŸmiÅŸti sanki. Nefes alışı hızlanmış, göğsü sık sık inip kalkmaya baÅŸlamıştı. Bunu farkettiÄŸimde dikkatimi çekti, dekoltesi fazlaydı ve iri memelerinin çatalı ve dekolteden taÅŸan iri yuvarlaklara baÅŸka bir gözle bakmış, ama hemen toparlanmak istemiÅŸtim. O ise, “Teselli etmeye çalıştığın için teÅŸekkür ederim.” dedi ve saÄŸ kulağım ve boynum çenem altına gömdü başını ve uzun bir öpücükle öptü, öylece kaldı bir süre. Sonra birden boynumu, çenemi ve yüzümü, sık sık ve defalarca çabuk çabuk öpmeye baÅŸladı. Memeleri daha hızlı inip kalkıyor ve onları göğsüme bastırıyordu. Çok sert, taÅŸ gibi olduklarını farkettim. Bende de birden duygular ÅŸefkatle arzu arasında karışım göstermeye baÅŸlamıştı. Öpmeler çoÄŸaldı ve dudaklarıma da dokunmaya baÅŸaldı. Daha da ileri giderek alt dudağımı kaptı ve hırsla emmeye, kendini bana daha çok bastırmaya baÅŸladı…

Beynim (Ne oluyor?) diyordu, ama sikim bu soruya çoktan cevap vermişti bile. Zeliha da bunu anlamak ve şöyle bir yoklamak için şortumun üzerinden sikime dokundu ve sertliğinden, beynim değilse bile bedenimin cevapsız kalmadığını anladı. Beni yavaşça sırtüstü devirdi kanepeye, dudaklarımı somuruyordu artık. Dilini soktu ağzıma, önce dişlerimi yaladı, dişlerimin dibinde gezdirdi dilini, sonra hırsla ve açlıkla dişlerimi araladı, dilini dilimle buluşturdu ve dilimi yakalayıp emmeye, şiddetle emmeye başladı. Bu arada elini şortumdan içeri kaydırmış, sikimi kavramıştı, sıkıp sıkıp bırakıyordu. Kendisi de üzerimde memeleriyle göğsümü ezerken, sıyrılmış kısa geceliğinin altından külotlu amını bacağıma şiddetle bastırıp sürtüyor, bu arada sabah duyduğum iniltinin aynısıyla ıhlıyordu. Bacağım külotundan dışarı taşan ıslaklığıyla ıslanmıştı. Hırsla ve hızla tişörtümü sıyırdı, ben de başımı oynatarak yardım ettim çıkarıp attı. Boynuma, ordan göğsüme indi, öpüyor, yalıyor ve emiyordu. Meme uçlarıma geldi, ıhlayarak şap şap seslerle emiyor, ısırıyor ve yalıyordu. Ben de deli oldum, alttan sikimi bastırıyorum, o da amını sürtüyordu.

“Çıkart geceliÄŸini!” dedim. Yine hırsla ve bir çırpıda geceliÄŸini çıkarıp attı. Sütyen yoktu zaten. Tanrım, ne güzel memelerdi, hiç doÄŸurmamış gibi, iri, sert ve uçları yukarı bakıyor. Başımın altına bir yastık koyarak sırtımın ve başımın hafif doÄŸrulmasını saÄŸladı ve memelerini aÄŸzıma dayadı, “Em ne olursun!” dedi kısık inleyen sesle. “Em!” dedi. Yumuldum, memesinin ucunu vakumlayarak aÄŸzıma alıyor, tüm gücümle emiyor, sadece meme ucunu deÄŸil, memesinden de büyükçe bir kısmı boÄŸazıma kadar somuruyordum. Bu arada diÄŸer taÅŸ gibi memeyi de elimle sıkıyor, yoÄŸuruyordum. Sonra aÄŸzımdan çıkarıp, bu kez diÄŸer memeyi aynen vakumluyordum. İnlemeleri kısa kısa, ama çok isterik çığlıklara dönmüştü artık. “Ercan abi abim benim… Ne olur 2 yıllık hasretimi dindir, açlığımı gider, doyur beni ne olur, ne olur!” diye inliyor, bir yandan da gözyaÅŸlarını akıtmaya devam ediyordu…

Altında sadece külot vardı, ama iÅŸemiÅŸ gibi sırılsıklamdı. Memelerimi bir daha öpüp yalamaya baÅŸlayarak daha aÅŸağılara indi, göbeÄŸime geldi, yalayıp içini dilledi, sonra diliyle aÅŸağılara indi, ÅŸortumla boxerimi az indirdi. HerÅŸeyi, tüm açlığını gidermek istercesine yavaÅŸ yavaÅŸ, ama her zerresinden tad alarak yapıyordu. Sikimin köküne ulaÅŸtı, oraları yaladı. Sonra ÅŸortumla boxerimi birlikte yavaÅŸ yavaÅŸ sikimin her açılan yerini yalayarak çıkarttı. En sonunda sikim fırlayarak tavanı göstermeye baÅŸladı. Zeliha şöyle bir doÄŸruldu, arzu, beÄŸeni ve ÅŸaÅŸkınlık karışımı bir ifadeyle sikimin başını iki eli arasına alarak 4-5 saniye hayranlıkla baktı ve “Bu… bu… bu çok büyük ve çok güzelll! Altanınkinden iri! Hepsinden önemlisi dipdiri…” dedi. Sonra eÄŸilip yavaşça öptü, yüzüne sürmeye, tapınırcasına sevmeye baÅŸladı. Dudaklarına, yüzüne sürüyor, oradan aÅŸağı memelerine götürüyor, onlara sürüyor, bir birinin bir diÄŸerinin ucuyla okÅŸuyordu…

Sonra sikimi kaptı birden ve başını emmeye, “Mmmmm!” diye sesler çıkarmaya baÅŸladı. Eli de külotunun üzerinden amını okÅŸuyordu. YavaÅŸ yavaÅŸ derken daha da ilerledi ve aÄŸzına sikimin tamamını aldı, başını ileri geri oynatarak vakumluyordu. Ben artık tahammülün son noktasındaydım, omzundan hafifçe ittim ve “Her an gelebilirim!” dedim. AÄŸzından çıkarmadı ve patla der gibi suratıma baktı. Ben de, “Ooohhh!” diye hırıltılı bir bağırmayla boÅŸalttım tüm döllerimi aÄŸzına. AÄŸzından hiç çıkartmadı, son titremelerime kadar hem emdi, hem yuttu. Öyleki sikim aÄŸzında ileri geri girip çıkarken bir döl kırıntısı dahi görünmüyordu. Kasılmalarım en son bittikten sonra da 15-20 saniye daha emdi ve sikimi yalayarak aÄŸzından çıkardı. Ama sikim halen sertti. “Ay inanmıyorum, halen taÅŸ gibi!” dedi. Ben de, “Canımm, çok süperdi, ama sen daha açsın, ÅŸimdi ben senin tatlını yalayayım hadi!” dedim. “Evetttt!” dedi, külotunu çekip attı ve hemen amını aÄŸzıma dayadı. Dizleri geri kıvrık, kendi de geriye yaylanmış vaziyette amını aÄŸzıma bastırıyor, ben de bu muhteÅŸem etli amcığı somuruyordum…

Zaten azmış olan Zeliha hemen kasılarak ve kasıklarıyla aÄŸzıma kerkinerek, kısa kısa vuruÅŸlarla, “Buuu, iÅŸte buuu!” diyerek boÅŸalmaya baÅŸladı. AÄŸzım ve çenem amının suyuyla, bal kasesine daldırmış gibi sısrılsıklam ve vıcık vıcık oldu. Kasılma ve titremeleri geçince Zeliha dudaklarıma yumuldu ve aÄŸzımdaki bu en ballı sıvıyı, aÄŸzımı emerek yaladı, yuttu ve “Ohhh, amımın tadı da çok güzelmiÅŸ!” dedi. Sonra yavaşça koluma, omzum hizasından yattı ve dinlenmeye koyuldu. Bu arada parmaklarının sırtıyla hafif hafif göğsüme, oradan sikime kadar sürterek okÅŸuyordu. “TeÅŸekkür ederim Ercan abiciÄŸimmm! İnan iki yıldır yarak yüzü görmedim. Çaresiz ve birdaha olamayacağını öğrendikten sonra hep kendi kendimi tatmin ettim ve biliyormusun, tek objem hep sendin. Neden bilmiyorum ama, senden baÅŸkasını düşünmedim bile. Bu sabah bile sen içerde yatarken seni hayal edip, saÄŸ elimin kutsal iki parmağıyla amımı parmaklayarak, sanki senin bu güzel sikinmiÅŸ gibi boÅŸaldım. Ama inan hayallerimde bile sikin bu kadar büyük deÄŸildi!” dedi.

Ben de, “İnan ki Zeliha, sen ateÅŸlenene kadar hiç böyle birÅŸey düşünmemiÅŸtim, bir anda oldu…” dedim. Göğsüme doÄŸru hafif doÄŸrularak, korkmuÅŸ, utanmış, kırgın ve hayal kırıklığı karışımıyla, hepsinden önemlisi yarım saat önceki o mahzun anlamla yüzüme bakarak, “Üzgün müsün, piÅŸman mısın yoksa?” dedi. “Hayııır!” diye bağırdım, “Hayır, hayır! Sana yemin ederim, hiç bu kadar güzel seks yaÅŸamamıştım!” dedim. Yüzüne bu kez memnun, mutlu ve muzaffer bir anlam yayıldı ve “Daha ne yaptık ki!” dedi. Başını aÅŸağı eÄŸip sikime baktı ve eline alarak, “Tanrım yaa inanamıyorum, hiç yumuÅŸamadı bu!” dedi. Ben de elimi onun daracaık amcığına attım. Amcığı çok güzeldi bu arada, tam sevdiÄŸim türden, etli iç dudakları ve küçük parmağımın ilk boÄŸumu kadar olan bızırı pespembe ve ÅŸiÅŸmiÅŸ dış dudakların arasından dışarıya fırlamış kabarmış ve sulu bir reçel kıvamındaki am suyuyla vıcık vıcık olmuÅŸtu. Daracık diyorum, çünkü bir parmağım bile zor sığıyordu neredeyse. DoÄŸumunu sezeryanla yapmıştı zaten ve 2 yıldır da parmakları dışında hiçbirÅŸey sokmamıştı bu amcığa…

Zeliha sikimi biraz yalayarak, “Bu güzel ÅŸeyi içimde istiyorum, hemen ÅŸimdi! Sen hiç birÅŸeye karışma, o kadar açım ki, seni ben sikeceÄŸim! Sen sadece aynen böyle yatmaya devam et!” dedi. Yavaşça yanımdan sıyrıldı, saÄŸ bacağımın yanındaki sol bacağının üzerine yüklenerek saÄŸ bacağını ata binecek gibi üzerimden aşırdı ve doÄŸruldu, sikimi tuttu, alttan o etli, o ballanmış amının dudaklarına sikimin başını 10-15 saniye sürdü. Bu anda bile titriyor, “Offffff!” diye sesler çıkarıyordu. Sonra yavaÅŸ yavaÅŸ, milim milim sikime oturmaya baÅŸladı. Amcığı gerçekten çok sıkıydı, ama vıcık vıcık ballı olduÄŸu için sımsıkı da olsa canını yakmadan muhteÅŸem his uyandırarak giriyordu. “Offffff, bu çok kalııınnn!” diye bağırdıktan sonra, “Ama çok güzeeeelllll!” diye inledi. Tam dibine kadar oturunca, sikim amının rahim aÄŸzı kısmına dokundu. “Offfff, bunu Altanda daha önce hiç hissetmemiÅŸtim! Aman Tanrım, ne muteÅŸem bir duygu buuu!” dedi ve 10-15 saniye öylece bekledi. Üstüme oturmuÅŸ, amı sikimi sımsıkı sarmış, elleri göğsümde dikilmiÅŸ vaziyette, amının kasları refleks olarak kasılıp gevÅŸiyor nabız gibi atıyordu…

“Tanrım, sonsuza kadar sürsün buuu!” diye inledi, sonra hafif hafif inip çıkmaya baÅŸladı. Önceleri yavaÅŸ yavaÅŸ, sonra giderek tempoyu artırdı. Oturup kalkıyor, inlemeleri artıyor, bu arada göğüslerimde olan elleri istemsizce ama çok kuvvetle sıkıyordu. Oturup kalktıkça o muhteÅŸem güzellikteki memeleri çok güzel salınımlarla sallanıyordu. Ben hiç hareket etmiyor, sadece memelerini sıkıyordum. Zeliha inleyerek kasıklarımı dövüyor, götünün kanatları taÅŸaklarıma vurdukça ÅŸap ÅŸap sesler çıkıyordu. Biraz canım acıyordu, ama aldığım zevkten dolayı aldırmıyordum. Gittikçe hızlandı, çılgınlaÅŸtı, “Sik beni Ercan abi, sikk, nolur sik daha, siiikkk!” diye bağıra bağıra kasılmaya ve titremeye baÅŸladı, öylece göğsüme kapaklandı. Amı halen kasılıp duruyordu. Rahatlayana kadar 2 dakika kadar yattı öylece. Ben de bir yandan saçlarını, bir yandan hafif hafif sırtını ve kalçalarını okÅŸuyordum…

Neden sonra Zeliha farketti sikimin içinde halen semsert durduÄŸumu ve boÅŸalmamış olduÄŸumu. “Aman Tanrım, yaa bugün tüm mutsuzluÄŸum sınırsız bir mutluluÄŸa dönüştü, ama aynı zamanda ÅŸaÅŸkınlıklar yaşıyorum, bu ne sendeki Ercan abi? Bu inmez mi hiç? Altanın performansı malum, ama hiçbir arkadaşımda böyle birÅŸey duymadım bile! Utandım ÅŸimdi, seni boÅŸaltamadım!” dedi. “Yok, boÅŸver. Biliyorsun aÄŸzına çabuk geldim, ama boÅŸalınca böyle oldu. BoÅŸaltırsın merak etme… Hadi pozisyon deÄŸiÅŸtirelim!” dedim. Üstümden kalktığında amından çıkan sikim onun ballı sıvılarıyla bulaÅŸmış ve parlaktı. “Domal!” dedim. “Olmaz, korkarım…” dedi. “Yok, götünü sikmeyeceÄŸim, amından yine!” deyince diz dirsek pozisyonu aldı. Aman Tanrım böyle güzel kalçalar olmazdı. İnanılmaz güzellikte yuvarlaklardı ve arasındaki göt deliÄŸi anca bir kurÅŸun kalemin ucu girecek kadardı. Zaten kıyamazdınız oraya sokmaya. Fakat domalmış pozisyonda arkadan fırlamış amının da görünüşü inanılmazdı…

Sikimi elime aldım ve başını 8-10 kere amının dudakları arasında sürttüm. Yine ıhlamaya baÅŸlamıştı. Yavaşça yüklenmeye baÅŸladım. YavaÅŸ yavaÅŸ girdi sikim amına ve kasıklarım tam kalçalarına yapıştı. “Offff! İşte buna bayılıyorum, o kalın damarlı yarağını amımın duvarlarının her milimetrekeresinde hissediyorum ve yine rahmime dayandı sikin. Ohhhhhh!” diye inledi. YavaÅŸ yavaÅŸ girip çıkmaya baÅŸladım ve hep yavaÅŸ tempoda gir-çık yapmaya devam ettim. Zelihanın inlemeleri hızlanıp çığlıklara dönüştü yine, “Ooggghhhh, ırrgggghhh!” diye hırıltılı bir hal aldı, “Pompala erkeÄŸimm, sikicimmmm, sikkk, sokkkk, hızlı pompalaaaaaa, sert vur bebeÄŸim, vur vur vur…” diye bağırıyordu. O kadar azgınlaÅŸtı ki, hızlı vuruÅŸlarım yetmedi, kendisi de götünü kasıklarıma vurmaya baÅŸladı. Amına girip çıkan sikimin çıkardığı vıck vıck sesleri, kasıklarıma ve taÅŸaklarıma vuran kalça ve kasıklarının ÅŸap ÅŸap seslerine karışıyor, ikimizi de azdırıyordu…

Nerdeyse 20 dakika olmuÅŸtu. Ta ilk sikmeye baÅŸlayalı beri o bir kez boÅŸalmış, ben daha boÅŸalmamıştım, “Artık patlamak üzereyim, çıkacağım!” dedim. “Hayırrrr!” diye inledi histerik bir ÅŸekilde, “Sakın çıkmaaa, içime akıtt, umrumda deÄŸil hiçbirÅŸey, boÅŸal, patlat, tüm dölünü akıt içime!” dedi. “Hadi o zaman beraber olsun!” dedim. “Evettt beraber olacak, zaten ben geliyoruuuum!” derken, ben de artık dayanma noktamın sonuna gelmiÅŸtim, ben de hırıldayarak ve bağırarak patlattım. Zeliha kasılma ve histerik titremelerle yüzükoyun kapanmış ve “Iıııııghhhh!” diye bağırırken, ben amına doldurdum tüm döllerimi. İkimiz de son kasılmaları yaÅŸarken ter içinde kalmıştık. Sık sık soluyarak öylece ben de kapaklandım üstüne. Zeliha altımda, “Tanrım yaaa böyle ölmek istiyorum!” diye inliyordu, sikim içinde yavaÅŸ yavaÅŸ küçülürken. Bu arada ben onun ensesine sırtına öpücükler yaÄŸdırıyor, o da benim ellerimi öpüyordu. Döllerim ve onun aÅŸk sıvıları kanepeye akmış ufak bir gölcük olmuÅŸtu.

Yavaşça çıktım içinden, kalçalarına öpücük kondurdum. Zeliha döndü kanepede oturdu. Sikimi tutup, memnuniyetini gösteren öpücüğünü sikime konduruyor, “TeÅŸekkür ederim, teÅŸekkür ederim, teÅŸekkür ederim!” diye inliyordu halen…

Hikaye hakkında görüşleriniz